Yolculuk Zamanı
Sakalımın rengini değiştirene
pazarda satılan ucuz öyküyü
verebilir miyim ücret niyetine
Usturanın sırtına binmiş hüzün
yanında deva diye duruyor kanlı büyü
Karanlık büsbütün
kiralık yüz gibi bir geceliğine
kucaklar bahçenin kimsesizliğini
Kırık lamba altında bekleyen fesleğene
diyeceği söz kalmaz yurtsuz centilmenin
Bir kuşkunun dibinde pinekleyen cenin
onaramaz kimliğini
Herkes haberdar sanki her meclisten
Değme artiste taş çıkartacak cinsten
rolünü kapmış küçük insan
Gökyüzü ne kadar korur yeryüzünü
kayıp giden yıldızlardan
Elim dokununca kimin hüznü
esaretin kutsal kirini ölçüyor
Bir ben bilemiyorum
oturup kalkmasını ve dilim sürçüyor
Nehrin ağzındaki evde oturan
otuzluk fahişeye
seni seviyorum derken gece
hayatın ücreti nasıl ödenir çözemiyorum
Herkesin gördüğü hata
kendi müphem eylemine yanıt
İncinir diye dokunamam hayata
dillenmemiş aşklarım kanıt
Yıkıcılar için bir duvar
kağıttan kaplan her zaman
Bir fırça darbesi cüretimi kaldırdı ayağa
ürkek bir adımla da olsa çıktım sokağa
yolculuk başladı ve kaybolan
değerlerim düştü ırmağa
Üzülür diye çocuklar
bulut resimlerini silemem
Artık geri dönemem
Babür Pınar