Yazmıyorum Adını
Seçtiğin tarih kör yazgın değil
küçük bir gölde boğulduğun belli
Göksel olan fetiş inandığın değil
aradığın ün düş kurduğun yerde
çulun cazibesine tutulduğun belli
Sefil kimliğin genlerinde vahdeti vücut
belki yalnız yaşamak istiyorsun öykünü
Hadi çıkart gururla giydiklerini
dön geriye de gör çıplak ömrünü
Küçük bir saygıyla bak mazine
Korkularının üzerinde çürüyor kutsal çaput
yüzünü örtüyor tanımsız nesne
İçinde var olan kaybedilebilir forsun
neden kanadığını hoyratça söyle
Sen içinden akan kirli nehri
kendinden menkul gölgenle örtüyorsun
kendi yarattığından ürküyorsun
Şaşarak kalakaldığın gün ortası
ruhunun derinliklerinde mevcut
Beynindeki çukur fikrine tabut
İlk cinayetini bırak gece yarısı
anlatsın koynuna günahla girdiğin kadın
Kabil’in Habil’i öldürme nedeninden
daha basit duruyor maddi gerekçen
O kadar ince ki gönül bağın
canından çok sevdiğini söylediğin değeri
elinin tersiyle itebilirsin geri
Kasvet getiren soygun yerinde bayrak
üstüne titrediğin canın yongası
Yengiyle yüzüne yerleşen gurur ve salya
cehennem sureti kutsal angarya
Sanki sen ol dersen kıyamet kopacak
kutsal günah aziz bir fahişe tafrası
Oysa ayandır bütün kapıların şifresi
İki heceli kara kelimeye gömülü
göze gelesi gönül penceren sürgülü
Her ayağa kalkanın ilk cümlesi
nerede satılır mavi göz maskarası
nasıl altına çevrilir gönül yarası
Ve yol ver dağlar yalçın dağlar
meydana silah çatacağım teranesi
Otur oturduğun çorak yerde
suya düşen fikri sabit hükümran
Kimliksiz sözün belaya dönük
sığındığın eşkıya dağlar çökük
Sözcüklerin kirletiyor mendili
Kum kaleyi kurduğun batak yerde
kılıca hükmeden kanlı tarihin gizli
Sen hep korkacaksın asi kültürümden
Fikrin çürüyecek ışığa durduğun yerde
Yüreğinde hep hazır duracak korkunun fitili
Hiddetinde kurtaramayacak seni ölümden
Adını bilerek yazmıyorum ki
Gölgen dip not olarak geçmesin ömrümden
Babür Pınar