Uyanınca Kent
Erken uyanınca kent
kırılgan yıldızlar söner
Olacaklar olacak elbet
durdurmak mümkün değil
hayatın diyalektiği hükmeder
insanın yazgısına bilfiil
Gecenin koynunda melanet
ilk ışıkla birlikte
kuşatır bekleyen sokağı
Kırılgan hüzün artığı
beyaz zehir çalıntı servet
kara öfkeye vurulan zincir
sızar kapı altından evlere
Apoleti sökülmüş general
erki avutan varsıl emir
kendince kutsal kız kurusu yalnızlık
suçun bağışlandığı yol boyunca
ardı ardına dizilir endamı yıkık
İhanet saatinde yol alan çakal
banker koynunda geceleyen bit
çenebaz satıcının ıslak ağzı
tüner plazanın önüne
paslanır Andora’nın kutusunda kilit
Her devrin adamı ip atlar
görünce tanırsınız ensesinden
Sevinci kendine ayıran asrın
ar damarı çatlar
Karanlığa sığınan büyük sır
çırılçıplak kalırsa üşür
kız oğlan kız şer borsasının
kara günü ayrı telden vurur saza
Sele karışan kan çocuklarındır
uçaklar kanlı süttozu götürür
çürüyen büyük ağza
Fecir vakti gördüğünüz
yırtık yüz gölgesini çizer duvara
yalın hal çıkar yollara
söze hüküm verir güpegündüz
İkinci el pazarında kalp sızısı
sabahçı kahvehanesinde cesaret
tavşankanı çay
hayatı es geçmez elbet
sözü deşer kül çarpıntısı
Haydutlar gecesinde
genç gövdeye dokunur taciz
Sırılsıklam taş avluda
aksi suya düşen ay
rastlantısal yüzleşme
üşüşür eski bir yaraya sessiz
Gün gözüyle bakın göreceksiniz
kırık camlı pencerede
suretin inkarı kalır kimsesiz
Vurulmadan az önce kişner vahşi tay
kekremsi bir sesin bam teli kopar
Gül şairi unutur gördüğünü
ölüm bile vazgeçer saltanatından
umut pişman olur gönül suçundan
uğuldar gerili yay
Cinayetin kördüğümünü
çözer zamanın katı halinde Sezar
Erken uyanınca kent
kırılgan yıldızlar söner
Olanlar olacak elbet durdurmak zor
binlerce yıldır mahşerin iti serbest
Sabah erken kurulur darağacı
avluda üç fidan kırılır
hücreye ağır düşer acı
İnkar hükümsüz delil mutlak
derin bir yanılgıda halk
Zincire vurulur düş tanrısı
“Kurtlar vadisi”nde bayram havası
Erken uyanınca kent
kırılgan yıldızlar söner
Hayatın diyalektiğidir elbet
çıkıp geliverir beklenen
Oyunda kirlenen fer
çocuksu endişe
fotoğrafını bırakır evlere
En iyisini anneler bilir
gri bir yaşama tutunan masal
düşe hazırlar çocuk kalbini
gün ağarırken romatizmalı mafsal
hiçe sayarak sancısını kentin
öptürür ağrısını güneşe
Hayatı varsıl kılan hücre
panzehiri içinde taşır
Erken uyanınca kent yıldızlar söner
Evlerin öyküsünü toplar insan
hak eden yüreğe düşer kahır
hak eden günleri iyi kılar zaman
Babür Pınar