Tarih Sayfalarını Karıştırırken
Saraylar tahtlar seslenir
tarihten.
Kılıç sesleri,kalkan sesleri gelir
kulağınıza
Yedi harika dokuz olur
Babil kulesi sıra sıra ehramlar..
Sel gibi akar alın teri
Taş taşıyan kırbaç yiyenlerin kısık sesleri.
Sızar satırlar arasından içime
Sus derle susss
Söyleme çektiklerimizi
kimseye.
Bakıyoruz sayfalardan
Gizlice yeryüzüne
Değişmemiş kuruyasıca
huyu insanların.
Yine sen yeme
Ben yiyeyim
Yine mazlum,zalim
hikayeleri...
Ağalar,paşalar,beyler
Sille,tekme,tokat
Değişmemiş kuruyasıca
huyu insanların.
Yine sen yeme ben
yiyeyim
Yine mazlum zalim
hikayeleri
Benim üstüme bir taş
düştü ehramdan
Şu,hürriyet kelimesine
kurban gitti.
Şu küf kokan İrlandalı
Dokuz yıl zından
taşlarıyla konuştu.
Gördüğün kelle,kol,bacak
Bir müstemlekeci
bombasıyla uçtu.
Bir birimize küs
kırgın düşürüldük
toprağa
Yüzyılar boyu,
iki laf iki söz etmedik.
Hepimiz geçtik aynı izden
Hakkım hakkım deyip
Durduk içimizden
Satırlar arasına sıkışmış
Acı rüyalar gibiyiz.
Beyhude,beyhude..
Gelip gittiğimiz...
Nail Abbas Sayar