Su Kurudu
Bereketli kaynağına ağzını dayayıp
kana kana su içmek
artık çok gerilerde kaldı
Duyulmaz oldu ırmağın kıyısında kalmayıp
yılları sırtına yükleyerek
dağın gırtlağına gelip oturan şarkı
Kara altını aldılar toprağın derin karnından
geldiği yeri unuttu durgun su
Kesif işgalin estirdiği ateş
ve ülkemin bereketli sırtına oturan talan
şarkın kanını kuruttu
Kireçli toprak doldurdular bahçeye
artık keyifle uğramıyor pencereye
herkese eşit can dağıtan Güneş
Neden bütün türkülerimiz
analarımızın yüzü kadar ağrılıdır
defalarca sor bu soruyu kendine
neden her gün usanmadan ışık
bedenimizi ısıtırken ağladık
Neden kentin bir ucundan kalkıp
diğer ucuna geçip giden izinsiz
ıslığın kanadı ansızın kırılır
güvercinleri çağıramaz
Derin yeraltı dehlizinde ışıldayan kalp
yitirdiği adını bırakır yeryüzüne
Neden şiir kesik damar için bağıramaz
Yakarıyorum su ömürlü insanlara
Ömrünüzü kuruttu zifiri zemin
umarsızlık içinizi yakıp yıktı
ki soluğunuz da birikti bu kadar ağrı
Gelip geçerken bir merhaba deyin
rızkını sizden esirgemeyen zamanlara
Delik deşik coğrafyanın dirlik adı
densiz soykırımın sofrasında kaldı
su önce çocukların gözlerinde kurudu
Resmi tarihin bayrağındaki kahır
gelip kavurdu umudu
Tamamıyla yabancıydı dürzüler
yüzleri kavruk ve tüfekleri kusmaya hazır
rızkını çaldıkları ülkemi
tanımıyorlardı bile
o nedenle çelik ağızlı makinelerle
kazıyıp götürdüler
toprağın belleğinde filiz veren fikri
Kül ölüm ve kara ölüm
başka bir söz kalmadı
dil yırtığını avuntuyla yamadı
Ormanın derinlikleri kavruldu
birkaç ağaç kaldı kesik ve kara
sunulacak fer filiz yok yarına
Doru kısrağın üzerine oturdu zulüm
vazgeçilmeyen töz unutuldu
Sana söz veriyorum yüreğim
gözlerimin ağını susuz toprağımı
bırakıp gitmeyeceğim
sonuna kadar yakacağım ocağımı
Bindokuzyüzyetmişyedi ‘1 mayısın da “
Taksim deki o şiirsiz meydanda
yüzü çıplak silahlar konuştuğunda
kalakalmış an için
yalın söze düşmüş kan için
yapacağım bunu
ve bir büyük düşün militanı olan insan için
önüme katıp yaz yağmurunu
yarası kabuk bağlamış annelerin
penceresine konuk olacağım geceleri
Sana söz veriyorum yüreğim
Yaşam gücüm kalmadığında belki
fitilini ateşleyerek öleceğim
Babür Pınar