Memed'in Ölümü

Dağ yolu,
Mazısı,yolcusu
İnim inim inleyen 
Bir kağnı.
Hasta delikanlı,
Ciğeri tutuşmuş ana.

Dağ yolu,
Rüzgar esiyor yaman.
İnce,yırtık bir yorgan altından
Bir feryat yükseliyor; 
Amaaannn,amannn..

Yoluda su götürmüş hasta geçemez.
Ecel şarap sunmuş memed içemez
Ekin olur,harman geçer biçemez
Felek böyle yazmış alın yazımı
Verin Durmuş çalsın cura sazımı.

Dağ yolu,
Kuş uçmaz,kervan geçmez.
Acı,zulum memed geçecektir.
İndiğinş görür gibi olurlar Azrail in,
Dooovvah, derken öküzlere,
Gümüş taneleri gibi dökülür,
Gözyaşları Ali nin

Yorganı tutmaktadır Ana nın
Nasır bağlamış elleri,
Atar yemenisini başından rüzgar,
Uçuşur saçının ak telleri...

İstasyona gidiyor kağnı,
Doktora götürülüyor 
Memed,
Göz çukurlarında hayat yanıyor
Tekerler oynaşırken taşlarla.
Memed uyanıyor:
Ölüyoommm anam ölüyomm.
O ne biçim laf yavruumm? ..
Sen ölme anan ölsün..

Sırılsıklm olmuş hasta
Sırılsıklam olmuş yorgan,
Sırılsıklam olmuş kağnı,
Öküz de, Ana da,bakışta telaş..
Ve...
Gözlerde yaş
Buram buram tüterken
Yollar sona eriyor,
Doktoru bekleyecek
Memedin yatağı
İstasyon rampasına seriliyor.

Ana baş ucunda oğlunun,
Hasta kucağında ecelin.
Son rüyasıdır belki; 
Fatması olmuş gelin,
Cirit oynuyor uşaklar,
Halay tutmuş genç kızlar,
Nara atıyor Kezbanın Ali.
Mavzer sesi geliyor kulağına
Ve:
Açıyor gözlerini.

Ölüyoomm,ana ölüyommm
O ne biçim laf yavrummm,
Sen ölme anan ölsünnn...

Bir yıldan uzun dakikalar,
Bir ömre sığmaz çile,
Damarlarında Memedin
Kan olup gidiyor,
Ötede bir köylü ağlamaklı olmuş; 
Yazık,diyor.
Matem elbisesi giymiş gökler,
Kara yazılı memedime ağlıyor,
Kimdir,bilinmez bir garip kişi,
Memedin çenesini bağlıyor.

Tren geledursun,
Gökler kan ağlasın
Rüzgâr kudursun.
Ecel gülmüştür,
İstasyon rampasındaki Memet,
Teslim etmiştir emanetini rabbine.
Ölmüştür.

Ne diyeyim yazısına,
Kim bakacak kuzusuna,
Mahşeredek deva olmaz,
Ciğerimin sızısına.
Ne diyeceksin yazısına..
Anam ne diyeceksin? 
Kime ne dediğimiz var,
Kimi,kime şekva edeceksin.

Hançerler gibi oyulur etlerim,
Düşer gördükçe,
Yarı yollarda Memedlerimin.

Buğulu gözlerle ayrılır köylüler
İstasyon rampasından.
Mazılar,
İnim inim inlerken yasından,
Boşanır ananın sabır yayı,
Ve..
Düşer dağ yolu na feryat alayı...

Dağ yolu,
Mazısı,yolcusu inim inim 
İnleyen bir kağnı
Perişan olmuş telaş,
Ağızlarda yanık türküler
Ve..
Gözlerde yaş.

Yağmur yağıyor,
Rüzgar esiyor yine,
Teslim etmiştir emanetini,
Memed..
Rabbine..

Nail Abbas Sayar

  • Yorum yapmak için lütfen üye olunuz!!!