Mecburiyet
Ne onu, ne bunu, ne şunu derdi,
Milletin tutacak dalı olaydı.
Millet bunları mı lider ederdi?
Vetodan kaçmanın yolu olaydı.
Tepeden gelmiştir bize bu yara!
Liderliği bırakalım kenara,
Bostanını bekletmezdi bunlara,
Milletin bu işte eli olaydı.
'Selamet' le 'Tekdal' meyve tutardı.
Kadayıfın dumanları tüterdi.
Hoca gibi zorlu temel atardı,
Kazması, küreği, beli olaydı.
'Horoz' peydah oldu, aslan kesildi,
Herkes bilir önceleri nasıldı,
Altı kasım geldi sesi kısıldı,
Civciv çıkartırdı dölü olaydı.
Eski 'Kırat' 'Doğru Yol' da dururdu,
Vatandaşı sırtladımı götürdü,
O mirasla onikiden vurdurdu,
'Avcı' nın tüfeği dolu olaydı.
'Calp' denen adamı tanıyın iyi,
Her çeşit solcudan topladı payı,
Rüyada görürdü bu kadar reyi,
Sadece ortanın solu olaydı.
'Sodep' için ne söylesen kâr etmez,
Hak her kulu hayır diye yaratmaz!
'Erdal' varya babasını aratmaz,
Birde kulağında pili olaydı.
Bakmayın çıkmaza girdi vatandaş,
Hırs ile reyini verdi vatandaş,
Önce geldiğinde yerdi vatandaş,
Eğer bu 'Arı' nın balı olaydı.
Arif der; memleket yutmuştur hapı,
Hepsinden olmaz bir balta sapı,
Vallahi yanmazdım bunların topu,
'Türkeş' in saçının teli olaydı.
Ozan Arif