Bir Cezaevinde,Tecritteki Adamın Mektupları

Senin adını 
kol saatımın kayışına tırnağımla kazıdım. 
Malum ya, bulunduğum yerde 
ne sapı sedefli bir çakı var, 
(bizlere âlâtı-katıa verilmez) , 
ne de başı bulutlarda bir çınar. 
Belki avluda bir ağaç bulunur ama 
gökyüzünü başımın üstünde görmek 
bana yasak... 
Burası benden başka kaç insanın evidir? 
Bilmiyorum. 
Ben bir başıma onlardan uzağım, 
hep birlikte onlar benden uzak. 
Bana kendimden başkasıyla konuşmak 
yasak. 
Ben de kendi kendimle konuşuyorum. 
Fakat çok can sıkıcı bulduğumdan sohbetimi 
şarkı söylüyorum karıcığım. 
Hem, ne dersin, 
o berbat, ayarsız sesim 
öyle bir dokunuyor ki içime 
yüreğim parçalanıyor. 
Ve tıpkı o eski 
acıklı hikâyelerdeki 
yalnayak, karlı yollara düşmüş, yetim bir çocuk gibi bu yürek, 
mavi gözleri ıslak 
kırmızı, küçücük burnunu çekerek 
senin bağrına sokulmak istiyor. 
Yüzümü kızartmıyor benim 
onun bu an 
böyle zayıf 
böyle hodbin 
böyle sadece insan 
oluşu.

Belki bu hâli
..........
..........
 

Nazım Hikmet Ran

  • Yorum yapmak için lütfen üye olunuz!!!