29 Ekim
Bu sabah içimde bir tazelik var,
Bu seher, bu camdan giren gündüz ben!
Sokaktan yükselen şu şen naralar,
Bu camdan bakman, bu gülen yüz ben!
Nerede o dünkü ateşli nabız,
Nerede yastıkta kıvranan başım?
Bu sabah içimde çelikten bir hız,
Bu sabah en mutlu, en şen yurttaşım.
Az önce fecirle kaçan yıldızlar,
Başımdan yağıyor, daha bol, gümrah.
Şimdi benliğimde bir bütünlük var,
İçimde bir âlem gizli bu sabah.
Bu millet, bu insan, adı sanı Türk,
Bu toprak, bu vatan güzel Türkeli ,
Bu tarih, bu onur, bu sihirli yük,
Bu Bursa, bu Konya, bu usta eli,
Bu eşsiz İstanbul, bu tek Edirne,
Bu örnek Kayseri, Sivas, Erzurum,
Bu Fırat, Menderes, Çoruh, Ergene,
Bu İzmir, Adana, Urfa , bu Çorum,
Bu başak, bu salkım, bu bağ, bu harman,
Bu bizim davarlar, bizim danalar,
Bu ocak, bu maden, bu dağ, bu orman,
Bu yiğit erkekler, yiğit analar,
Bu çetin, bu dönmez, bu sert bilekler,
Bu yanık çehreler, bu bizimkiler,
Bu ağaç, bu çiçek, bu çığ, bu renkler;
Bu diller, bu sesler, ya bu ezgiler,
Bu ninni, bu ağıt, bu düğün, bu bar,
Bu zeybek, bu halay, bu güreş hep ben!
Bu sabah içimde bir tazelik var,
Bu ışık, bu gündüz, bu güneş hep ben!
Ey rüya, ey hayal, beni terk etme,
Ey sabah koynunda şenim, hem zinde.
Bu şuur ışığı vurmuş perdeme,
Bir bahar öğlesi gibi çimende.
Ahmet Kutsi TECER