Yaratılışın İlk Zerresi
Onlar küreden süzülen kıvılcımlarla yeniden oluşarak bir çevre etrafında şekil kazanıyorlar. Siyah güllerden ve ağaçlardan oluşan bahçenin merkezinde bilinmeyen kendini saklayan yeşil nokta, toprak altındaki köklere kendini yansıtıyordu. Tezahür etme gücüne bakmayarak toprak altından çıkan yeşil değillerdi. Yeşil noktanın tezahüründen çıkabilen bütün siyah ölümsüzlüğü üzerine alıyordu ve onu sonsuza kadar taşımakta yükümlü bulunuyordu. Titreyen gözler durmadan etrafta olanları seyrediyor tezahürün tekamülü için çözüm arıyorlardı.
Uzaklarda bu gözleri gören varlıklar uyku halindeydi ve korkuyorlardı. Sayısız kolları olan varlık bahçede geziniyor tezahürden kurtulabilenleri içine hapsediyordu. Yaratılışın ilk zerresinden o vardı, tıpkı gözlerin var olduğu gibi, tezahürden çıkanlar ondan kaçamazlardı çünkü o her şeyi izleyendi.
Milyarlarca nokta bahçenin ortasına toplanıyordu, çığlıklar akıl almazdı ve hiç duraklamadan sonsuz kollara sahip olan varlık tarafından hapsedilirken tezahürden kurtulabilenlerden bazıları izleyen gözler tarafından yeniden tezahür etmeleri için yeniden yaratılıyordu. Titreşimlerin gücünden milyarlarca yıl yaşı olan bahçeler bir an içinde kül oluyordu. Kağıt külünden bile hafif bir toz bulutu oluşuyordu. Durmadan hapsedilenler ve durmadan doğulanlar. Tezahürü üst düzeyde alan ve tezahür ettirmek için hazır olanlar, yeşil bir nokta olarak izleyici etrafında çember oluşturuyordu. Bu çember yeşil noktaların birleşmesinden ortaya çıkan siyah ateşle bahçeyi aydınlatıyordu. Siyah ateşin bahçeye kazandırdığı ışık alemi yeni noktaların uyanmasına neden oluyordu. Tezahür etmeleri için, negatif içinde var olan pozitifi, pozitif içinde olan negatifi, karanlık içerisinde aydınlığı, aydınlık içerisinde karanlığı öğrenmeleri lazımdı.
Ave Ate Maledictum