Walter Benjamin Kimdir?

Walter Benjamin Kimdir?

Walter Bendix Schönflies Benjamin (15 Temmuz 1892, Berlin - 26 Eylül 1940, Portbou), Alman edebiyat eleştirmeni, düşünür, kültür tarihçisi ve estetik kuramcısıdır.Yahudi bir aileden gelen Benjamin, Berlin, Freiburg (Breisgau), Münih ve Bern'de felsefe öğrenimi gördü. 1920'de Berlin'e yerleşerek edebiyat eleştirmenliği ve çevirmenlik yapmaya başladı. 1928'de sunduğu Ursprung des Deutschen Trauerspiels (Alman Tragedyasının Kökeni) adlı doktora tezi Frankfurt Üniversitesi'nde geri çevrilince, zaten pek sıcak bakmadığı akademik kariyerden bütünüyle vazgeçti.

Ernst Bloch, Theodor Adorno ve Bertolt Brecht'in etkisiyle 1930'larda giderek Marksizm'e yakınlaşan Benjamin, 1933'te Almanya'yı terk ederek Paris'e yerleşti. Burada edebiyat dergilerine ve New York'ta Adorno ile Horkheimer tarafından yayımlanan Zeitschrift für Sozialforschung'a ([[Sosyal Araştırmalar Dergisi]]) eleştiri ve denemeler yazdı. 1939 yılında, Alman mülteciler tarafından yayımlanan bir dergide çıkan yazısı nedeniyle Alman vatandaşlığından çıkarıldı. Almanların Fransa'yı işgal etmesi ve Paris'teki evini Gestapo'nun basması üzerine 1940'ta Fransa'nın güneyindeki Portbou kentine kaçtı; burada polis tarafından Gestapo'ya teslim edileceğini öğrenince intihar etti.

Son dönemin yaşamış en büyük Marksist ideologlarından bir tanesidir. Her ne kadar Karl Marx'ı kendi okuma listesinin son sırasına bıraksa da, getirmiş olduğu eleştiriler Marksist kuram açısından çok önemlidir.

Alman filozof Walter Benjamin, kitle kültürü ve iletişimin önemini araştıran bir grup yeni-Marksist sosyal teorisyenin oluşturduğu Frankfurt Okulu'na bağlıdır. Benjamin ayrıca film ve edebiyat tekniklerinden de etkilenmiştir ve 1926'da yayımladığı "Tek Yön" edebi bir kurgu denemesidir. Burada hayali bir şehrin caddesinde yürürken aklına gelen —entelektüel ve ampirik— gözlemlerinden oluşan bir derlemeyi bir araya getirir. Benjamin denemesinde ortaya büyük bir teori koymaz. Onun yerine bizi fikirleriyle, yolda yürürken gözümüze takılan bir şeye şaşırmamız gibi, şaşırtmak ister. Yazısının sonuna doğru, "Eserimdeki alıntılar yol kenarından bir anda sıçrayıp çıkan, silahlarını sağa sola sallayan ve avare gezinen kişinin kesinlik hissinden doğan sıkıntısını dağıtan soyguncular gibidir" der.

Bir insanı tanımanın en iyi yolunun onu umut beslemeden sevmek olduğu fikri yazının ortalarında "Ark Lambası" başlığı altında belirgin hale gelir. Benjamin bir alev ışığında durur ve sadece bunu düşünür, sonra yazı birden bambaşka bir bölüme geçer. Ne kast ettiğini anlamakta zorlanırız. Bilginin aşktan doğduğunu mu söylemektedir? Veya sevgilimizi sadece bir sonuç ummaktan vazgeçtiğimiz anda mi açık seçik görebiliriz? Bilemeyiz. Tüm yapabileceğimiz Benjamin'le birlikte caddeden aşağı yürümek ve gelip geçen düşüncelerin alevinin ışığında yaşamaktır.

  • Yorum yapmak için lütfen üye olunuz!!!