Toplumun Yasalarına Ve İlerleme Raylarına Bireysel Küfür
...Tarih kötü tarafından ilerler
-Marx (Felsefenin Sefaleti)
...Madde, düşünceyi doğurur (Materyalizmin ilkelerinden..)
...Marx,Hegel'in diyalektiğini ayaklarının üstüne dikti ve ilerlemeyi sağlayan motoru ekonomik alanın içinde, üretim güçlerinin gelişmesinde, başka deyişle; insanların kullandıkları teknik ve üretim tarzında buldu
- R.Cantzen
...Sadece ilerleyen tekniğin değil, aynı şekilde dönemin öteki koşullarınında marksistlerin sınırlı zihinlerinde yansıması yüzünden; kapitalizm de onlar için ilerleme demektir .
-Gustav Landauer
...Üretimin olgunlaşmamış bir düzlemine ve olgunlaşmamış sınıfsal konumuna olgunlaşmamış teoriler tekabül ederç
-Engels
***
Günümüzde birey, canlı vücudunda bilinci olmayan bir hücre rolünü oynuyor.
Ölse bile pek bi şey olmaz vücuda, tekrar toparlanır elbet zihniyeti var..
Bu hücre, bedenin tükettiği besine karşı söz söyleme hakkı yoktur, o besinle ilgilenir.
Arada yorulur, vücudun direncini düşürür ama elbet vücut yeni ilaçlar bulur....
Toplumların özü de bunun içindir; bireyi yok etmek,gereksizleştirmek..
''eleman aranıyor'' ilanlarıyla, psiko-pedagojik destek(!) vs. ile.
Toplumun sistemi, üretim tarzı, altyapı-üstyapı ilişkisi ne kadar farklı olursa olsun , özünde değişmeyen bir şey vardır: ''bireysellik kalıntılarını yok etmek, aynılaştırmak, zaman-para-gelenek vb. kavramları altında hareket alanını kısıtlamak, cezalandırmak vs. vs.''
Parmenides'in suyun özünün değişmeyeceği örneği gibi...
Su buhar olur, buz olur ama hala özü H20 'dur
Peki nedir bunların nedeni?
İyi-kötü olmasına karışmayız, nedenine bakarız, bunun için türlü türlü bilimlerden yararlanırız ! -Bay sosyolog
İnsanların davranışlarını belirleyen etmen sınıfsal konumlarıdır! - Marksist sosyolog
Toplumsal olaylar, toplumsal olayların nedenidir, diğeri-diğerini etkiler, birey hiçtir! -İbni Haldun
Güneş batınca hayvanlar uyuyursa, insanlarda aynı davranışı göstermeli, oluum, toplum-doğa çok benziyor lan! - Pozivizmin babası
...
Tarihte sosyologlar, toplumu nasıl incelediklerini, hangilerinin daha bilimsel olup olmadıklarını tartıştılar...
Sartre'in deyimi ile , hikayenin başından değil - sonundan başladılar.
Hepsi bireyi yoksaydı toplum adı altında, toplumu oluşturan; değer(!), norm, kural, üretim tarzı, dil, siyasi birlikteliğin işlevlerini unuttular.
Toplumu yönlendiren yasalar aradılar, didiklediler; biri sosyalizm gelecek çünkü insan için temel şey üretim, bunun için eninde sonunda sosyalizm gelecek dedi.
Diğeri; insanın iyi üretmesi için güvenliğe, huzura ihtiyacı var bunun için devlet kutsaldır , zorunluluktur dedi ...
Beni, makineleştirdiler, bireyselliğimi fizyolojik ihtiyaçlarımla sınırlandırdılar, sosyologlar....
Bireye, ürettiği metaya göre değer verdiler ve bu verilen değerin toplumsal olduğunu yazdılar...
Tarihin zorunlu yasaları adı altında ; eylemlerimizi ilaçlarla,hapishanelerle,idam sehpalarıyla sınırlandırmaya çabaladılar.
Sovyetler zamanında , çağına uymayanları , zorunlu yasalara ayak uyduramayan bireyleri ''burjuva bilinçli'' damgasıyla Sibirya'ya yolladılar.
Amerika'da, bireylerin hırs-rekabetlerinin topluma yansıyacağı yalanından yola çıkarak buna karşı düşünen,hareket edenleri elektrikli sandalyeler eşliğinde geberttiler.
Davranışlarımıza ''olumsuz toplumsal sapma'' kavramı altında ''canavar''laştırdılar sosyologlar.
Hippileri bile bununla suçladılar oysa bugün Sokrates felsefenin-düşünce bakımından ilerlemenin ilk şehidi olarak anılır.
O zamanlarki yunan toplumunda o da sapmıştı, tanrılara karşı gelmişti, tanrıların raylarından çıkmıştı!
***
Günümüzde sistemi raydan çıkarmaya çalışan bireyler, sosyologlar tarafından diğerleri ile aynılaştırılıyor.
Algıda tamamlama misali, makineyi uyanlarla birlikte inceliyor ve ''deli'' sıfatını takıyor bizlere.
Sapmalarımızın nedenini ; kimisi devletin zor kullanmayışı kimisi koşulların kötülüğü kimisi ise tanrıların cezası olarak yorumluyor ve bunu ''genel'' adına buyuruyor.
Oysa ; ben; bu toplumla birlikte anılmak istemiyorum.
Evet! Onunla aynı dili konuşuyorum ama aynı düşü paylaşmıyorum.
Toplum, marx'ın ortaya attığı raylarda ilerleye dursun ben bu rayları yok etme uğraşındayım, marx bunu görmüyor.
Bireyin gücünü, varlığını, bilincini yok sayan toplumbilimine karşı küfrümün önsözüdür bu