Tanrı Hakkında
Bir tüccar ailesinin oğlu olarak doğdu. Eğitimine bir Yahudi erkek okulunda başladı. Yunanca ve Latince öğrendi, ayrıca Yeni Skolastisizm ve Descartes üzerine çalıştı. Mercek yapımında
ustalaşan Spinoza geçimini bu yolla sağladı ve Rijnsburg adında küçük bir köye yerleşerek burada ders verdi. Descartes’in yapıtı Principia Philosophiae’nin geometrik bir yorumu olan eserinin büyük bir bölümünü ve Etika’yı burada yazdı. Descartes’tan büyük ölçüde
etkilenen yaklaşımı Ortaçağ felsefesi ve Yahudi felsefesinden de izler taşır. 1663 yılında Lahey’e yerleşen Spinoza, bunu izleyen birkaç yıl boyunca Tractatus Theologico-Politicus başlıklı eseri üzerinde çalıştı. Daha çok siyasi sorunlarla ilgilendiği dönemde yazmaya başladığı Tractatus Politicus’u bitirme fırsatını bulamadı. Kıta usçuluğunun en önemli temsilcisi sayılan Spinoza’nın salt idealistlerden Marksistlere dek birçok farklı okul ve akım
üzerinde büyük bir etkisi olmuştur.
Tanım I
Özü varlığı kuşatan, başka deyişle tabiatı ancak var olarak tasarlanabilecek olan şeye, kendi kendisinin nedeni (causam sui) diyorum.
Tanım II
Sınırlı olan, yani kendisiyle aynı tabiatta başka bir şeyle sınırlanabilen bir şeye kendi cinsinde sonlu diyorum. Diyelim, cisim kendi cinsinde sınırlıdır, çünkü biz herhangi cismi tasarlasak, tasarladığımızdan daha büyük bir cismi tasarlayabiliriz ve bu daha büyük cisim birinci cisimle aynı tabiatta olduğu için, cismin kendi cinsinde sonlu olduğunu söylemek
doğrudur. Nitekim bir düşünce başka bir düşünce ile sınırlandırılmıştır. Fakat cisim düşünce ile ve düşünce de cisimle sınırlandırılmamıştır.
Tanım III
Kendi başına var olan ve kendisi ile tasarlanan, yani kendisini teşkil edecek başka hiçbir fikrin yardımı olmaksızın hakkında fikir edindiğimiz şeye cevher(1) diyorum.
Tanım IV
Cevherde, onun özünü meydana getirmek üzere algıladığımız(2) şeye sıfat (ya da yüklem) diyorum(3).
Tanım V
Cevherin duygulanışına, başka deyişle kendi kendisine değil, başka bir şeyde var olan (in alio) ve ancak bu başka şey yardımıyla tasarlanan şeye tavır diyorum.
Tanım VI
Mutlak olarak sonsuz bir varlığa, yani sonsuz sıfatları olup başsız ve sonsuz (ezeli) özü bu sonsuz sıfatlarında her biriyle ifade edilmiş olan cevhere Tanrı diyorum.
Açıklama
Mutlak olarak sonsuz diyorum, yoksa kendi cinsinde sonsuz demiyorum. Zira yalnızca kendi cinsinde sonsuz olan bir yerde sonsuz sıfatları (yüklemleri) olumsuzlayabiliriz; fakat mutlak olarak sonsuz olan için ise bir özü ifade eden ve hiçbir olumsuzluğu kuşatmayan her şey onun özüne aittir.
Tanım VII
Sırf kendi tabiatının zorunluluğu ile var olan ve etkinliği yalnız kendisi ile gerektirilmiş bulunan şeye hür diyorum. Kesin ve gerektirilmiş bir şart içinde var olmak ve etki yapmak için kendisinden başka birisiyle gerektirilmiş olan şeye zorlama (cebrî) diyorum.
Tanım VIII
Başsız ve sonsuz (Eternel) olan şeyin yalnızca tanımının zorunlu bir sonucu diye tasarlanması bakımından, varlığa başsız ve sonsuzluk (Eternité) diyorum.
1) Cevher’in Türkçe’si töz’dür, fakat Spinoza’nın klasik felsefe dili için burada cevher,
sıfat kelimelerini kullandık.
2) İdrak ettiğimiz.
3) Attribut kelimesi mantıkta yüklem, metafizikte sıfat diye karşılanıyor, ancak burada
Spinoza ikisini de ifade ediyor.
4) Eternel karşılığı her ne kadar başsız ve sonsuz demekte isek de Spinoza bunun yanında
“sonsuz” da dediği için her yerde kullanamadık.
Spinoza; Etika