Talcott Parsons Kimdir?
Talcott Parsons Kimdir?
13 Aralık 1902 - 8 Mayıs 1979 tarihleri arasında yaşamış Amerikalı sosyolog ve düşünürdür.
1902’de Colorado’da dünyaya gelen Talcott Parsons, Amherst Koleji’nde felsefe ve biyoloji eğitimi gördü. 1925 yılında London School of Economics’e girdi ve burada Bronislaw Malinowski ile birlikte çalıştı. Bir yıl sonra Heidelberg Üniversitesine girdi ve bu dönemde, düşünsel seyrini önemli oranda etkileyecek olan Max Weber’in fikirleri ile tanıştı.
Son dönem Alman düşüncesindeki kapitalizm analizleri üzerine yazdığı doktora tezi, 1927 yılında kabul edildi. Aynı yıl Harvard Üniversitesinde ekonomi dersi vermeye, 1931 yılından itibaren de sosyoloji dersleri okutmaya başladı. 1944’te sosyoloji profesörü oldu. 1946-56 yılları arasında Sosyal İlişkiler Bölümü Başkanlığını yürüttü. 1949 yılında Amerikan Sosyoloji Derneği başkanlığı yaptı. Emekli olduğu 1974 yılına kadar Harvard Üniversitesinde kaldı.
Parsons, en temelde klinik psikoloji ve sosyal antropolojiyi sosyoloji ile birleştiren bir akademik yönelim ortaya koymuştur. Parsons, “eylem” konusuna duyduğu ilginin yanında esasında, geniş boyutlu sistemler ve toplumsal düzen, bütünleşme ve denge sorunları üzerinde durmuştur. "The Social System" en klasik olmuş eseridir.
Parsons, eylem kuramı olarak bilinen ve çağdaş toplumlarda insanı, toplumsal ve kültürel evrimin çeşitli boyutlarıyla ele alan yeni bir yaklaşımın gelişmesine öncülük etmiştir. 1937’de yayımladığı The Structure of Social Action (“Toplumsal Eylemin Yapısı”) adlı kitabında, iktisatçı Marshall’ın, sosyolog Emile Durkheim’ın, Pareto’nun ve Weber’in görüşlerinin bir bireşimine dayanarak toplumsal eylem kuramını geliştirmiştir. Kuramında insan eyleminin diğer fiziksel ve biyolojik eylem biçimlerinden farklı olarak, dil ve değerler gibi simgelerden yararlandığını belirtmiştir. İnsan davranışının toplumsal değerler ve normlar tarafından belirlendiğini, ancak öznel belirleyicilerin etkisiyle özgür hareket edebilme özelliğinin de olduğunu ileri sürmüştür. Eylem sisteminin, toplumsal sistem, kültür, kişilik ve organizmaya özgü davranış alt sistemlerinin karşılıklı etkileşimleri sonucu ortaya çıktığını belirterek çok yönlü bir çalışmaya yönelmiştir.
Sosyolojide yapısalcı-işlevselci çözümleme yaklaşımını benimseyen bu yaklaşımın önde gelen temsilcilerinden olan Parsons, The Social System (“Toplumsal Sistem”) adlı kitabında toplumsal düzenin ve dengenin nasıl sağlandığı sorusuna yanıt aramıştır. Toplumsal sistemin yapılarını oluşturan ve sistemin gelişmesine ve işlemesine katkıda bulunan birimlerin karşılıklı etkileşimini araştırmıştır. Her toplumsal sistemin uyum sağlama, amaca ulaşma, bütünleşme ve düzen sağlama gibi değişmez işlevleri yerine getirdiğini ileri sürmüştür. Uyum sağlama işlevinin iktisadi yapıyla, amaca ulaşmanın siyasi yapıyla, bütünleşmenin hukuki kurumlarla ve geleneklerle, düzenin sağlanması işlevinin ise inançlar sistemi, ahlak, aile ve eğitim gibi yapılarla sağlandığını savunmuştur.
Kuramsal çalışmalara ağırlık veren Parsons, kurumlar, aile, meslekler üzerine yaptığı çalışmaların yanı sıra saldırganlık, faşizm ve Yahudi karşıtlığı gibi çağdaş sorunlara da eğilmiştir.