Stres Nedir?
Stres Nedir, Ne Demektir?
Hayatta karşılaştığımız birçok olay stres sebebidir.
İnsanların hayatlarını geniş çaplı olarak etkileyebilecek savaşlar, depremler, büyük kazalar gibi olaylar stres sebebi olabilirken, öte yandan iş değiştirmek, sevilen bir yakının kaybı, başka bir şehre taşınmak, boşanma ya da evlilik hazırlığı, ölümcül bir hastalığa yakalanmak gibi önemli hayat değişiklikleri de strese yol açabilmektedir. Bu durumun yanında her zaman karşılaşılabilecek günlük olaylar da bireylerde önemli bir şekilde stres unsuru oluşturabilmektedir. Cüzdanınızı kaybetmek, bir arkadaşınızla tartışmak, acil yetişmeniz gereken bir toplantı için yola çıktığında trafikte sıkışıp kalmak gibi olaylar kaygı verici durumlar yaratabilmektedir
Stres kelimesi kökeni Latincede "Estrece" kelimesine dayanmaktadır. Bu kelime zorlanma, gerilme ve baskı anlamını taşımaktadır. Daha sonraları değişen anlam yapısı içersinde stres kelimesi "bütünlüğü koruma", "esas duruma dönmek için çaba harcama" gibi etki ve tepki ilişkisini içersinde barındıran haliyle kullanılır duruma gelmiştir (Baltaş ve Baltaş, 2002). Stresi oluşturan olaylarla karşılaştığında bireyler, bu durumlara ilişkin belli başlı duygular yaşarlar. Bu duygularla başa çıkmak ve çevreden gelen durumların yarattığı baskı ve beklentileri aşmak için birey çaba göstermek durumundadır. Stres, bir gerginlik hali, tehdit oluşturan ve değişme ya da uyum gerektiren herhangi bir çevresel istek ya da beklentidir (Morris, 2002). Bir şekilde birey için fizik ve sosyal çevreden gelen koşullardan dolayı, bedensel ve psikolojik sınırların ötesinde harcadığı gayreti de stres olarak tanımlamak mümkündür (Cüceloğlu,2006). Birey için bu beklenti ve baskıya karşı ortaya koyduğu gayret durumları ile kendi sahip olduğu kaynaklar arasında bir denge oluşmalıdır. Dolayısıyla, bireyin üzerinde baskı oluşturan durumun bireyin bu durumla başa çıkacak kaynaklarından daha fazla olduğu durumlarda stres ortaya çıkmaktadır. Bireyin kaynakları maddi ya da manevi tüm sahip olduklarını içermektedir. Örneğin elindeki parası ay sonunda ev kirasını ödemeye yetmeyen kişi doğal olarak strese girebilir. Çünkü elindeki kaynağı, kira baskısını karşılayabilecek düzeyde değildir. Stresi oluşturan durumla karşılaştığı süreç içinde birey, elindeki kaynaklar ve baskı durumu arasında bir denge oluşturarak stres yaratan durumlara uyum yapmaya çalışır.
Sağlık psikolojisini ilgilendiren ve bireyin hayatını daha kaliteli bir şekilde sürdürmesine olanak tanıyan bu süreçte bireyin uyum yapma becerisi önemli bir yer tutmaktadır. Nasıl ki çok sıcak bir ortama giren bireyin vücudu fiziksel olarak terleme yoluyla vücut ısısını dengelemeye çalışıyorsa ve birey davranış olarak üzerindeki kazağını çıkarıp ortama uyum gösteriyorsa aynı şekilde birey herhangi bir stres durumuyla karşılaştığında da uyumu gerçekleştirmeye çalışır. Bu uyum başarılı ya da başarısız olabilir. Her ikisinde de organizma için hayatını bu duruma uyum sağlayarak sürdürme eğilimi bulunmaktadır. Birey karşılaştığı durumu kabul ederek onunla yaşayabilir ya da bu durumla başa çıkmak için mücadele edebilir. Örneğin birey ciddi bir hastalığa yakalandığını öğrendikten sonra bu duruma uyum sağlamak için gerçeği yok sayabilir ve başına hiç gelmemiş gibi davranabilir. Bu durumu kadere bağlayarak gerçekle bu şekilde yüzleşme durumunu seçebilir. Yine uyum yapma yolunda hastalıkla mücadele ederek hastalığı yenme yolunda kendine bir yol çizebilir.
Tüm bahsi geçen süreçler birey olarak bizlerin stresi ne şekilde ele aldığımızla ilgilidir. Aynı olayların bireyler tarafından farklı olarak algılanması doğal olarak onlarda farklı şekilde tepki bulmalarına neden olacaktır. Her bireyin olayları algılayışı ve doğal olarak bu duruma bağlı stresten etkileniş düzeyleri de farklıdır. Örneğin yeni bir şehre taşınmak, bazı insanlar için heyecan verici yeni bir deneyimken, bazı insanlar içinse, ne ile karşılaşılacağı belli olmayan kaygı verici bir deneyim olarak nitelendirilebilmektedir. Bununla bağlantılı olarak çevremizde bazı insanların stres verici durumlarla daha iyi başa çıkabildiklerini görmemiz mümkündür. Bunun tam aksi olarak bazı insanlar da en ufak sıkıntı yaratan durumlarda dahi panikleyebilmekte ve üst düzeyde stres yaşayabilmektedirler.
Yaşamı daha nitelikli bir hale getirme yolunda insanların stres oluşturan durumlara bakış açılarından yola çıkarak ülser, kalp hastalıkları hatta soğuk algınlığı gibi bazı fiziksel rahatsızlıkların temelinde psikolojik unsurların da yattığını söylemek mümkündür. Bu süreçte fiziksel rahatsızlıklarda psikolojik unsurların etkisini ortaya koymak, ciddi rahatsızlıklarla başa çıkmada başarılı olan bireylerin başarısını diğer bireylere aktarmada sağlık psikolojisi etkili bir şekilde rol oynamaktadır.