Stanley Schachter Kimdir?

Stanley Schachter Kimdir?

Stanley Schachter 15 Nisan 1922 – 7 Haziran 1997 tarihleri arasında yaşamış ve Jerome E. Singer ile beraber yarattıkları "Duyguların iki faktör teorisi" ile tanınan Amerikalı sosyal psikologdur. 
"Duyguların iki faktör teorisi"ne göre duygular iki içerikten oluşur, fizyolojik uyarılma ve bilişsel etiket. Kişi ilk önce fizyolojik uyarılmayı hisseder, bu uyarılmaya uygun bir açıklama arar ve eğer bu uyarılmayı duygusal bir kaynak ile bağdaştırabilirse o duyguyu yaşar. Schachter, obezite, grup dinamikleri, doğum sırası ve sigara kullanımı dahil olmak üzere birçok alanda çalışma yürütmüştür. 2002 yılında yayınlanan Review of General Psychology anketine göre, 20. yüzyılın en çok etkilenilen yedinci psikoloğu olarak gösterilmiştir.

Stanley Schachter, Yale Üniversitesi, Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde ve doktorasını 1949 yılında tamamladığı Michigan Üniversitesinde sosyal psikoloji alanında eğitim gördü. Psikolog Leon Festinger (1919-1989) ile sosyal etki üzerine yaptığı çalışmaların ardından, bilişsel uyumsuzlukla ilgili alan çalışmaları yaptı. Schachter, sezgilerine dayalı kendine özgü araştırma yöntemleriyle ve analitik üslubuyla, “Kehanet Başarısız Olduğunda” (1956) ve ödüllü “Bağış Psikolojisi” (1959) eserlerini yayımladı.
New Yorklu olan Schachter, 1961'de Minnesota Üniversitesinden New York'taki Columbia Üniversitesine geçiş yaptı ve sevgilisi ile verileri analiz ederek kariyerinin geri kalanını geçirdi. 1969'da Amerikan Psikoloji Derneği'nin Seçkin Bilimsel Katkı Ödülünü kazandı ve 1983'te Ulusal Bilimler Akademisine seçildi.

Schachter, öncelikle iç ve dış ipuçlarının insan deneyimini belirlemek için bir araya getirildiği fikriyle ilgilendi. Bu nosyon, başlangıçta, gerçek bir duygusal deneyim olarak fizyolojik uyarılmaların ortak mevcudiyeti ve bu uyarılmalar için uygun bir duygusal etiket ve genellikle çevre tarafından sağlanan bir açıklama için formüle edildi. Bir uyarılma ya da uygun bir duygusal yapının yokluğu, eksik bir duygusal deneyime yol açar. Bu nosyonun ampirik desteği, tercih edilebileceği kadar sağlam değildi ama Schachter perspektifi, büyük ölçüde yaratıcı deneysel senaryoları ve onun güzelleştirici ve eğlenceli yazım tarzı nedeniyle güçlü bir etkiye sahip oldu. Öğrencileri, Schachter’in formülünü, duyguların yanlış yönlendirilmesi alanına genişlettiler.


  

Schachter’in obezite ve yeme konusundaki çalışmalarının, duygu üzerine yaptığı çalışmalarından doğduğu belirtilmektedir. Her iki formülasyonun iç ve dış ipuçlarını içerdiği doğru olsa da, çoğu zaman gözden kaçan şey, formülün aslında bu iki alanda oldukça farklı olmasıdır. Gerçek bir duygusal deneyim, hem bir iç işaret (uyarılma) hem de harici bir işaret (etiket) gerektirse de, Schachter obezite hakkında konuştuğunda vites değiştirdi. Bir şey için, artık öznel deneyimi hedeflemiyordu; bunun yerine, çalışması, açlık deneyiminden ziyade yeme eylemine odaklandı. Üstelik, yeme alışkanlıkları iç ve dış ipuçlarını ile açıklamak yerine, yalıtılmış bir şekilde hareket ettiğini iddia etti. Ona göre obez kişi, içsel işaretlere cevap vermez ve tamamen dışsal ipuçlarına (yani, çevresel besin ipuçlarına) dayanır. Oysa normal kilolu bireyler, içsel ipuçlarına (ve muhtemelen dışsal işaretlere de) yanıt verirler. Schachter'in obezite ve yeme alışkanlıklarına dair iç / dış etki ayrımına itiraz edilse de araştırmaları bilimsel pek çok argümana ışık tuttu.

Schachter, sigara içme alışkanlığı üzerine de çalıştı ve sonunda radikal bir “iç” bakış açısı benimsedi. Psikolojik faktörlerin ile nikotin geri alımının kan dolaşımında yarattığı etki arasındaki bağı inceledi. 1992'de emekliye ayrılmadan önce para ve sözel düzensizlik ile ilgili psikolojik faktörleri de inceledi. Sezgilerini desteklemek için sarf ettiği çaba ile yaratıcılığının karışımından doğan kendine özgü yöntemleri, geleneksel bilgeliğe meydan okuyan bir miras olarak bilim tarihine geçti.

  • Yorum yapmak için lütfen üye olunuz!!!