Sorumluluk Üzerine
Tek bir varlığın ve onun dışında hiç-bir şeyin olmaması durumunda ya/da çok sayıda ama bir-birinden "tamamen-yalıtılmış/manipüle edilmiş olması durumunda sorumluluğun gereği ortadan kalkar. Dolayısıyla sorumluluk "bağıl-bir" durumdur ve onun olduğu/olması gerektiği yerde,iki ayrı varlık ve bu varlıklar arası etkileşim süreçleri bir zorunluluktur.
(Ben-in ben-e karşı sorumluluk durumu da bu "düal" yapıdan kaynaklanmaktadır. Evren denilende sadece "ben-olsaydım veya tüm evren sadece ben olsaydı" sorumluluğun gereği kalmazdı)
Çok geniş/derin ve çok boyutlu bir "konsept" olmasına karşın, iki temel boyuta indirgeyip çözümleme yapmaya çalışmak mümkün gibi gözüküyor. Başkalarına karşı duruşumla ilgili sorumluluklarım ve eylemlerimle ilgili sorumluluklarım.
İşte bu noktada felsefe açısından (felsefe olması gerekeni ortaya koyma çabası olarak görü-lenirse) iki temel soru/sorun ortaya çıkıyor.
SINIRLANDIRMA İSTEĞİ:
Soru ve sorunlara geçmeden önce bir sınırlandırma yapmak gerekiyor;Bu konu açısından varlık-alanlarını şu şekilde kategorize edebiliriz;
1-META/FİZİK VARLIK ALANI;(Meta-fizik sadece, doğa-üstü/dışı "aşkın-denilen" ve "bilinçli-olduğu kabul edilen" varlık alanıyla sınırlı olarak kullanılmıştır)
İnançlara konu olan alan.Bu alanın en tümelinde ve üstünde yaradan olduğu kabul edilen o "güç" vardır. Türkçede "tanrı" şeklinde ifadesini alan bu gücün sorumluluk durumu, inanan ve savunanlar açısından tam-bir muammadır.
Yaradan "eylemlerinden/fiillerinden" sorumlu mudur ? evet dediğiniz anda da hayır dediğiniz< anda da tam bir "açmazla" karşı karşıyasınız.
Tanrının "aracısı" olan alt varlıkları ise tamamen sorumsuzdur, çünkü onların "cüz'leri" yoktur. Onlar sadece birer emir kuludur.(Şeytan hariç, nedense ona bir "cüz" verilmiştir ve verilen bir şey NASIL-CÜZ olur o da ayrı bir tartışma konusu. Dolayısıyla tanrı insana "irade-cüz VERMİŞTİR söylemi oldukça "havada-kalan" bir söylemdir)
Kısaca "sorumlukuk" durumunu meta-fizik alana taşımak ve o düzlemde konuşmaya çalışmak "havanda su dövmek" gibi beyhude bir çabadır. Ve zaten dili "META-FİZİĞE" götürüp orada konuşmaya çalışmak "zırvalamanın" ötesine geçe-bilecek bir durum değildir
(Buradan "fizik-denen bağlamda" konuşmanın çok "anlamlı" kabul edildiği sonucu çıkmasın.Fizik alanda kullanılan dil, yanılsamayı yaşıyorsa, meta-fizik alanda konuşan dil yanılsamanın karesini y-aşıyor.Sadece bu "ayrımı" vurgulamaya çalıştım)
2-FİZİK ALAN; (Bu alanla da "beş duyu" denilenlerle doğrudan veya dolaylı yollardan ulaşabildiklerimizin veya ulaşma olasılıklarımızın/olanaklarım& amp; #305;zın olduğu "şeylerin-kümesi" kastedilmiştir. dolayısıyla fizik-meta fizik ayrımı "mutlak-değil" zamansaldır.
Bu alan da kendi içinde ikiye ayrılır;
A-DOĞAL-ŞEYLER ALANI; İnsan yepıp-etmelerin dışında kalan, hava-ateş-su-toprak-bitki-börtü-böcek-hayvan ve türevleri olan alan. Bu alan için "sorumluluk" denilen durum söz-konusu değildir.
B-İNSANİ "ŞEYLER" ALANI;Kültür denilen alanla ilgilidir. İnsan denilen varlık "çifte-yapısı" ve bu nedenle "gerilimleri" olandır. Bir yönüyle, (biyolojisi, dürtüleri v.s) "doğal" bir yönüyle de (gelenek-görenek-felsefe-bilim-inanç v.s) yapay bir varlıktır.
Ve işte sorun da bu noktada başlamaktadır. Sokağın ortasında "çiftleşen-düzüşen" köpekleri yaptığından sorumlu tutmayız, ancak insanların içindeyken "ossuranı" yaptığından sorumlu tutup-kınarız.Ayrıca insan denilenlerin tümüne de sorumluluk yüklemeyiz. Deli, çocuk, embesil dediklerimizi de "yaptıklarından" sorumlu tutmayız.
KISACA; Tanrı ve aracıları(şeytan denilenin "istisnai-ara-durumları var),doğal varlıkların tümü,çocuk-deli-embesil denilenler "sorumluluk-ÖTESİDİR". Bu alanları "dışarda" bırakım "geriye-kalanlar" üzerinden şu iki soruya NASIL-CEVAPLAR formüle edebiliriz?
1-X türünden bir varlığın, yaptıklarından sorumlu tutulabilmesi için, gerek ve yeter şartlar nelerdir?
2-Kimlere/nelere karşı, "niye sorumluyum"?