Soren Kierkegaard Kimdir?
Aabye Kierkegaard Kimdir? (1813 - 1855)
Soren Aabye Kierkegaard Türkçe telaffuz önerisi: (Sörın Kirkıgor) (1813-1855), Danimarkalı filozof ve teologdur
Tüm yaşamında bu çocukluğun etkisi görülür.Kendisi de dinsel düşünceleri olan birisi olmakla birlikte sürekli din adamlarıyla, kurumlarıyla ve düşünceleriyle çatışma halinde oldu. Mevcut Hıristiyanlığın yozlaşmış olduğunu ileri sürdü ve Hıristiyan inancının tamamen yenilenmesine yönelik eleştiriler geliştirdi. Kierkegaard, din ve tanrıyı tamamen bireysel bir konu olarak değerlendirdi. Bu yönde giderek sistematik felsefenin bireyi göz ardı eden bütüncüllüğünü de reddetti. Felsefesinde bireyi merkeze aldı.
Danimarka'nın Kopenhag şehrinde, son derece dindar bir Lüteriyen (Protestan Reform Hareketi sonucunda ortaya çıkan ve Martin Luther'in öğretisini temel alan Hristiyan mezhebi) ailede dünyaya gelmiştir. Kierkegaard dindar babasının etkisiyle din eğitimi alarak ve katı bir dinsel atmosfer içinde yetişti. Kierkegaard, derin bir dini suçluluk duygusu ve melankolinin yükü altında ezilmiş Michael'ın yedi çocuğundan biri olarak baskıcı bir dindarlık ve kasvetle yetiştirilmiştir. Kierkegaard daha sonraları, yaşlı doğduğunu söylemiştir. Yirmi bir yaşına baba geldiğinde, kardeşlerinden beşini ve annesini kaybetmiştir. Kopenhag Üniversitesinde teoloji, felsefe ve edebiyat eğitimi görmüştür. Ama Kierkegaard daha çok güzel sanatlara düşkün, heveskar biri olduğu için avare, uçarı, zampara bir hayat yaşamıştır. Ta ki 1838'de, yirmi beş yaşında yaşadığı yeniden uyanışla tekrar Hristiyan inancına adanana kadar. Sokrates'e Sürekli Atıfla İroni Kavram Üzerine (1841) isimli doktora tezini on yılda bitirmiştir.
Kierkegaard'ın özel hayatındaki olaylar, felsefesini de etkilemiştir. Lüteriyen papazı olmayı planlamış, ama daha papaz okuluna kayıt olmadan, 1840'da Regina Olsen'la nişanlanmıştır. Oysa babasından kalan mirasa rağmen, yazı yazmak, aile geçindirmek için yeterli bir meslek değildir. Bu nedenle Kierkegaard 1841'de nişanı atmış, ama bu olay onun felsefeye doğru hamlesine zemin hazırlamıştır.
Bozulan nişanın ardından mücadele ve münakaşalardan kaçmak için şehri terk etmiş ve Berlin'e taşınarak orada ilk kitabını yazmıştır; iki ciltlik bir eser olan Ya — Ya Da (1843) isimli bu kitapta estetik (Epikürosçu) yaşam biçimiyle, etik (Stoacı-Kantçı) yaşam biçimi kıyaslanmaktadır. Kierkegaard sonuçta toplam otuz kadar ki-tap yayınlamış ve sadece ilk kitabı kar getirdiği için hepsinin basımını kendi cebinden ödemiştir. Eserlerinin çoğu mahlaslarla yayınlanmıştır. Hatta aslında, bir takma ismi bir başka takma isim altındaki kendi yazılarına saldırmak için kullanmıştır. Regina'dan uzak kalmak, yazılarında dönüp dönüp ele aldığı bir konudur. Felsefi olarak kendisini, Wilhelm Hegel'in (1770-1831) o dönem Kopenhag'da çok popüler ilan sistematik felsefesine sürekli karşı çıkarken bulmuştur. Kierkegaard, yürürken tuhaf bir şekilde geriye doğru kaykılmasına sebep olan bir sırt rahatsızlığından dolayı sürekli ve şiddetli acı içindeydi. Hem aşkta hem de mesleki arzularında hüsrana uğramıştı —öğretmenlik pozisyonu alamamıştı, ama yine de üretken bir yazardı.
Fiziksel sıkıntıları ve yazma programının stresi sağlığını bozdu ve 42 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Felsefesi
Kierkegaard, var oluşçuluğun öncülerinden sayılır. Var oluşçu felsefe bir bakıma her var oluşçu filozofta kendine özgü bir nitelik kazanarak ayrıca tanımlanır, ancak bilinen genel nitelikleri ve felsefi özgüllüğü açısından var oluşçuluğun kurucu isimlerinin başında Kierkegaard sayılmaktadır. Kierkegaard'ın belli bir felsefi sistematik geliştirmediği doğru olmakla birlikte (Kierkegaard bu anlamda Nietzsche gibi bağımsız ve dizgesiz filozoflardandır), kullandığı kavramlar ve felsefe yapma tarzı sonradan var oluşçu felsefelerde görülen nitelikleri barındırır. Kierkegaard'ın itiraz ettiği ve sürekli eleştirdiği filozof Hegel'dir. Hegel'in rasyonalist ve sistematik felsefesi Kierkegaard için kabul edilemezdir.Kierkegaard'ın Hegel'den daha çok asıl olarak Hegelcilik'i hedeflediği söylenebilir. Var oluşçu felsefelerde görülen kavramların çoğunluğu öncül olarak Kierkegaard'da görülür: saçma, bunaltı, korku ve kaygı. Kierkegaard'ın felsefi sorunsalı bir bakıma mevcut Hıristiyanlık içinde ve hatta karşısında nasıl iyi bir Hıristiyan olunacağı noktasına da bağlıdır. Kierkegaard, felsefe tarihinin soyut mantıksal kurgularla geliştiğini ve bu nedenle bireyi, bireyin gerçek yaşamını gözden kaçırdığını düşünür. Ona göre var oluş, somut ve öznel insanın yaşamıdır. Bu nedenle felsefe somut düşünmeye, yani var oluşa yönelmelidir.