Sevginin Belirtileri
Sana duyduğum aşkın etkisiyle söylüyorum
Sevgilisi kendisine “Söyle bana” diyenin sözünü
Şam’a girince karıştı aldım
Görmedim bir âşık, aşkı benimki gibi olan
Aşığım ama kime âşık olduğumu bilmiyorum
Beni Yaratana mı y ok sa benim gibi birine mi
Kulaklarım duymadı onun hakkında hiçbir söz
Acaba bizden başka, daha önce, bir âşık söyledi mi böyle söz?
Dolaştım Allah’ın beldelerini, Doğu’daki Batı’daki
Belki bulurum diye bana uygun birini
Gördüm yalnızca tek bir sevgili o zaman
Gölge gibi gitmek gerekiyordu onun ardından
Ey Tanrım, kalbim aşkla doldu dedim
Bakın şu halime, şu perişanlığıma, ne yapacağımı bilemedim
Aşk tellalı imledi o zaman bana arkamdan
Dedi: “Ey zavallı, düşmüşsün sen bilgisizlik deryasına
öy ley se gel dinle, işit sözümü öğren bilgelik sırrımı
Çünkü ben yedi ilmin, on ilmin, sonra elli ilmin ehliyim
Dahası bir erdem eriyim ben
Kavuşursun bana eğer onlardan ikisini öğrensen
O zaman görünür size çok güzel bir kare şekil
Tamamen uygun oradaki kavuşmaya ve ayrılığa
Tıpkı açık seçik Allah adına benzer gibi onun adı
Asıf suretinde oluşmuş sevgilimin adı
Sevgilinin adı işte bu, sen bilmesen de
Geliyor bu, cimriliğe yaklaşan bir ilimden
Anlayış sahibiysen eğer başka bir şey düşünme,
Herşeyi kendinde toplayan kareyi üç katma çıkartmaktan başka
Çünkü onun üçlenmesi demek tapmak demektir Kutsal Kitap demektir
O’nun öyle bir güzelliği var ki benim yoksulluğuma delildir
O bir tapmaktır benim için, varlığımın varlığı için Macid Tanrı için
O tapınağın iki ehli var: Biri Tanrı, biri benim özüm, hem iyilik hem özveri için
O’nun ilki bir harftir yedili
Ki aşar fasıl harflerinden öteki altı harfi
Muhyiddin İbnü’l-Arabî; İlahi Aşk
Muhyiddin İbnü’l-Arabî Kimdir
1165 yılında bugünkü İspanya’nın Murcia (Mürsiye) kentinde dünyaya gelmiş en büyük İslâm sufilerinden biridir. Din hakikatinin yorumlanmasını bir İnsan-ı Kâmil düzeyinde anlayıp eserlerinde bu şekilde anlatan, yüksek bilgilere mazhar olmuş büyük bir velidir. Varlığın Birliği perspektifinden bakışla Tanrı, Varlık, İnsan üzerine metafizik açıklamalar getiren İbn Arabi’nin bu sahaya ilişkin yüzü geçkin eseri vardır.