Madam Blavatsky Ve Dzyan Kitabı
Dzyan Kitabı, en eski kutsal kitaplar’dan biri olmakla birlikte, diğer tümü gibi, pek çok tahrifata uğratılmıştır. Bunun beşerî açıdan nedeni, durulmamış ve fırtınalı kişiliklerin ve olgunlaşmamış bilinç-idraklerin, bunları sürekli tahrif etmeleri yüzündendir. Gene de, geçmişteki kozmik ve antropolojik olayların neler olabileceklerine ve nasıl olduklarına ilişkin belirli temel bilgiler veren Dzyan Kitabı, geçmişin esas ve en doğru bilgilerinin ortaya çıkacağı yakın gelecekteki bilgi günleri için bir hazırlık olması bakımından önemlidir. Ve bilgi’nin en yüksek ve doğruları, tüm beşeriyete, en yüce kutsal kitap olan Bilgi Kitabı ile verilecektir.
Mrae Blavatsky, 1888 yılında, «Gizli Öğreti» (Secret Doctrine) adını taşıyan iki ciltlik başyapıtını yayımladığı zaman, Doğu’nun Ezoterik Tradisyonu’nu tüm dünyaya tanıtmış oluyordu. Yaklaşık on yıl önce, bu yapıt üzerinde çalışmaya başladığında, kendisinin açıkladığına göre, önünde, hemen hemen tahayyül edilemeyecek kadar kadim olan bir ’el yazması metin’ (manuscript) duruyordu. Bu ’el yazması metin’, kâğıt, parşömen ya da hatta papirüs üzerine dahî yazılmış değildi; artık unutulmuş olan ve çağlar öncesine ait bir işlem ile su’yun, ateş’in ya da küflenmeden ötürü çürüme’nin etkilerinden korunmuş olan bir ’palmiye yaprakları tomarından oluşuyordu. Bu tomar, bir kısmı yazılardan, bir kısmı da sembollerden meydana gelen ve Doğu’nun en kadim ve en gizli Kozmolojisi’ni özetleyen tarih öncesine ait bir dokümanın günümüze kadar gelen bir kopyasıydı. Bu el yazması metne «Dzyan Kitabı» deniliyordu. Bu kitabın, gerçekte, Mme Blavatsky’nin imajinasyonu dışında mevcut olmadığı iddiasını gütmek bir ara moda hâline geldiyse dahî, daha sonradan, Kitabın İbranice bir versiyonunun ortaya çıkmasıyla birlikte, Mme Blavatsky’nin yazılarının ne denli gerçek olduğu da anlaşılmış oldu.
Mme Blavatsky, «Gizli öğreti» adlı yapıtmı hazırlarken, yavaş bir tempoda, fakat “itici bir gücün” tesiri altında hiç durmadan yazıyor, yazıyordu. «Kendi zevkini tatmin için» çalışmadığını söylemişti. Kendisinin bağlı olduğu «Üstadlar» bu saklı Bilgi’nin artık beşeriyete verilmesinin gerekliliği üzerinde duruyorlar ve bunu gerçekleştirmek işinin de Mme Blavatsky’nin Vazifesi olduğunu belirtiyorlardı. Mme Blavatsky, okunmayacak kadar küçük olan el yazısıyla dahî 300 sayfayı aşan uzun bir ’giriş’ bölümünden sonra, «Dzyan Kitabı» nın ilk 7 Kıtası’nı çevirmişti — bu Kitabın, herhangi bir Batı diline yapılan ilk çevirisi oluyordu. Ancak, Blavatsky’nin kendisinin de kabul ettiği gibi, bu Kıtalar, İngilizce çeviriyle dahî, hiç de kolay anlaşılacak gibi değillerdi. Ne var ki, Mme Blavatsky’nin Tibetli Üstadları’ndan gördüğü eğitim, kendisinin en karmaşık ifadeleri dahi yorumlayabilmesini mümkün kılıyordu.
Dzyan Kitabı (Kadim Kutsal Öğreti) Bilim Araştırma Merkezi, Temmuz 1980