Kitle Psikolojisi Nedir?
Kitle Psikolojisi Nedir?
Kitle kelimesi rastgele toplanmış ve bir araya gelmiş olan toplulukları ifade eder. Bu topluluklarda, bilinçli kişilik ortadan silinir. Bütün bu birleşmiş fertlerin düşünce ve duyguları tek bir tarafa yönelir. Şüphesiz geçici; fakat pek açık özellikler gösteren bir kolektif bilinç oluşur. Kitle bir tek varlık haline gelir.
Kitleyi meydana getiren bireyler kimler olursa olsun; yaşama biçimleri, iş güçleri, karakterleri yahut zekaları ister benzer, ister ayrı olsun kalabalık haline gelmiş olmaları onlara bir nevi kolektif ruh aşılar. Kolektif bilinç içerisinde, bireylerin akli yetenekleri ve kişilikleri silinir. Aynı cinsten olmayan aynı cinsten olanın içinde boğulur, kaybolur ve bilinç altı özellikleri üstün duruma gelir. Kitleler, zekayı değil, orta şeyleri bir araya toplarlar.
Kitleler halinde bulunan bireyin başlıca özellikleri:
- Bilinçli kişiliğin kaybolması.
- Bilinçaltı ile hareket eden kişiliğin hakimiyeti,
- Düşüncelerin, duyguların sirayet yoluyla aynı yola yönelişi,
- Telkin edilen düşüncelerin uygulamasının hemen başlama isteğidir.
Kitlelerin Duyguları
Kolay kışkırtılmak, kızgınlık, muhakeme yeteneksizlikleri, hüküm verme ve eleştiri yeteneklerinin olmaması, duygulardaki mübalağa gibi kitlelere has karakterlerin bir çoğunu, olgunluğun aşağıdaki şekillerine bağlı olanlarda mesela çocuk ve vahşilerde de görmek mümkündür.
a. Kitlelerin kışkırtılma yeteneği hareketliliği ve kızgınlığı : Fizyolojik tabirle yalnız bulunan birey, tepkilerine hakim olmak yeteneğine sahip olduğu halde, kitle bu yetenekten mahrumdur.
b. Kitlelerin telkine kapılma yeteneği ve çabuk inanırlığı : Ne kadar yansız olduğu sanılırsa sanılsın kitleler çoğu zaman telkine hazır bir dikkat ve bekleme durumu içerisinde bulunurlar. İlk yapılan telkin derhal sirayet yoluyla bütün zihinlere kendisini kabul ettirir ve hemen yönünü belirler. Telkin olunan kimselerde sabit fikir fiil haline gelmeye hazırdır. Kolektif gözlemler gözlemlerin en fazla yanlış olanıdır ve çoğu defa sirayet yoluyla başkalarına telkinde bulunan bir birey sadece vehim ve hayalinden başka bir şey değildir.
c. Kitle duygularının abartılığı ve basitliği: Telkin ve yayılma yoluyla duygular büyük bir hızla yayıldığından, katılma sonucunda o duygunun gücü büyük oranda artmış olur. Kitle duygularının abartılması ve sadeliği, onları şüpheden ve kararsızlıktan uzak bulundurur. Kitlelerdeki abartıcılığın hiçbir şekilde zekaya değil duygulara ait olduğunu eklemeye gerek yok.
d. Kitlelerin taassubu, baskıcılığı ve muhafazakarcılığı: Kitleler basit ve bireylik duyguları kavrar. Onlara aşılanan görüşler ve inançlar genel olarak ya kabul veya ret olunur ve kesin gerçekler veya kesin hatalar olarak kabul edilir. Akıl ve yargılama yoluyla değil de telkin yoluyla meydana gelen inançlarda durum hep aynıdır. Dini inançların ne kadar hoş görüşsüz olduğunu ve insanlar üzerinde ne kadar baskıcı etki uyguladıklarını herkes bilir. Kitleler zayıflamayan muhafazakarlık iç güdülerine sahiptirler ve geleneklere puta taparcasına saygı duyarlar. Hayatlarının gerçek şartlarını değiştirecek her yenilikten, bilinçsiz olarak nefret ederler.
Kitlelerin Düşünce, Muhakeme ve Hayal Güçleri
a. Kitlelerin Fikirleri: Kitleler için kavranması mümkün düşünceler iki bölüme ayrılır. Birinci sınıf, bir kişi veya bir inanç hakkında gösterilen fazla ilgi gibi o anı meydana getiren tesadüfi ve geçici fikirlerdir. İkinci sınıf ise çevrenin, kalıtımcılığın ve kanıların büyük ve derin kesinlik verdiği asıl düşünceler oluşturmaktadır. Eski dini düşünceler, bugünkü demokratik ve toplum düşünceleri örnek olarak verilebilir.
b. Kitlelerin Yargılamaları: Kitlelerin yargılama yoluyla kesin olarak etki altına alınamayacakları söylenemez Ancak onların kullandıkları ve onlar üzerinde etki eden kanıtlar, mantık bakımından o derece aşağı görünür ki, yalnız benzerlik bakımından yargılama sıfatı verilebilir. Bu düşünceler, şeffaf bir cisim olan buzun ağzında eridiğini pratik deneyimiyle bildiğinden, buz gibi şeffaf olan camında ağzında erimesi lazım geldiğini delillendiren Eskimo'nun düşünceleri gibi bir çağrışım yasasına bağlıdırlar.
c. Kitlelerin Hayal Gücü: Kitlelerin hayal gücü, bütün ilkel kimselerde olduğu gibi yargılamanın ve aklın kontrolünden uzak bulunduğu için etki altında bırakılmaya uygundur. Halkın hayal gücüne en çok etki eden manzara tiyatrodur. Bütün dönemlerin ve memleketlerin devlet adamları, bunların en baskıcıları da içlerinde olmak üzere hepsi kitlelerin hayal gücünü kudretlerinin destekleri diye tanımışlardır. Bunlar hiçbir zaman kitle hayal gücüne aykırı olarak hükümet yönetmeyi denememişlerdir.
Kitlelerin Düşüncelerini Etkileyen Etkenler
a. Hayaller, Kelimeler, Formüller: Kelimeler çeşitli bilinçaltı isteklerini ve bunların hareket altına çıkma ümitlerini sinelerinde toplarlar. Kelimeler hayallerin görünmesine vasıta olan ve bunları çağırmak için üzerine basılan elektrik düğmelerinden başka bir şey değillerdir.
b. Rehinler, Hayaller: Kavimler için kuruntular, hayaller gerekli olduğundan, böceklerin ışığa doğru gittikleri gibi, onlarda kendilerine bu kuruntuları sunan hatiplere doğru iç güdüsel bir hareketle koşarlar. Kitleler hiçbir zaman gerçeğe susamamıştır. Onları hayallere çekmesini bilenler onlara hakim olurlar ve hülyalarını ortadan kaldıranlarda onların kurbanı olurlar.
c. Tecrübe: Bir gerçeğin kitlelerin ruhuna sağlam olarak yerleştirmek ve fazla tehlikeli olmuş kuruntuları yıkmak için hemen hemen biricik usul tecrübedir.
d. Akıl: Aklı filozoflara bırakmalı ve insanların iradelerine karışmasını akıldan istemeyelim.
Kitleleri Yönetenler
a. Kalabalıkların Önderleri: Kitle çobanından vazgeçmeyen bir sürüdür. Önderler çoğu defa düşünce adamı değil aksiyon adamıdırlar. Onlar yarı aydındırlar. Halk, güçlü iradeye sahip olan adamı daima dinler. Önderlerin ikinci sınıfı yani devamlı bir iradeye sahip olanlar, daha az parlak görünüşlere rağmen çok daha önemli çok daha etkili hareket eden örneklerdir.
b. Önderlerin Hareket ve Uygulama Araçları : Kitlelerin ruhuna bazı düşünce ve inançları örneğin toplumsal teorileri yavaş yavaş sindirmek söz konusu olduğu zaman önderler tarafından değişik usuller kullanılır. Onlar başlıca şu üç usule başvururlar: İddia-tekrar-sirayet.
Kitlelerin Düşünce ve İnançlarındaki Değişiklikler
a. Sabit İnanışlar: Kitlelerin düşünce ve inançları birbirinden farklı iki sınıf oluşturur. Bir tarafta üzerine bütün bir uygarlığın kurulduğu ve yüzyıllarca yaşayan devamlı inanışları : Bir zamanlar derebeylik kavramları, dini düşünceler zamanımızdaki milliyetler prensibi demokratik ve toplumsal fikirler bu gibi sabit büyük inançlardır. Öte yandan her dönemin doğuşunun ölümünü gördüğü genel kavramlardan, anlayışlardan çıkma geçici ve değişken düşünceler bulunur.
b. Kitlelerin Değişen Düşünceleri: Gücünü göstermiş olduğumuz sabit düşünceler üzerinde daima doğan ölen düşünceler tabakası bulunacaktır. Bunlardan bazılarının ömürleri pek kısadır ve en önemlilerinin ömrü bir kuşağın ömrünü hemen hemen geçmez.