Kavramcılık Nedir?
Kavramcılık Nedir?
Adcılık ve gerçekçiliğe karşı olarak, kavramların genel düşüncelerden ibaret bulunduğunu ve bunların gerçek olduklarını savunmak kadar gerçek olmadıklarını savunmanın da yersiz olduğunu ileri süren Fransız düşünürü Abaelardus'un uzlaştırıcı öğretisi. İlerici ve aydın adcılıkla gerici ve bilgisiz gerçekçiliğin uzun süren tartışmaları, ortaçağın gelecek aydınlığı hazırlayan en ilginç düşünce olayıdır.
Gerçekçiler, metafizik tutumlarına uygun olarak genel kavramların gerçek olduğunu ileri sürmüşlerdi. Adcılarsa genel kavramların sadece birer sözden ibaret olduğunu ileri sürerek gerçek olmadıklarını savunuyorlardı. Ortaçağın aydın bilgini Petrus Abaelardus, kavramcılık öğretisiyle, bu çatışmayı uyuşturmaya çalıştı. Tartışma beyhudedir, diyordu, kavramlar elbette gerçek değildirler, ama gerçekliklerden çıkarıldıkları için gene elbette bir gerçeklik taşımaktadırlar.
Bunlar, adı üstünde, kavramdırlar ve bunların bu anlamda gerçekliklerini tartışmak yersizdir. Kavramların elbette nesne ve eylemlerden bağımsız olarak birer varlıkları yoktur, ama nesnel gerçeklik bilgisinin özel bir biçimidirler, bizler onlarsız (nesne ve eylemlerden soyutlanmış genel kavramlar olmaksızın) nesnel gerçekliği bilip tanıyamayız. Tümeller ne nesneden önce, ne de sonradırlar, nesnenin kendisindedirler.
Abaelardus (1079-1142) bu savıyla açıkça adcılara katılmakta, ne var ki onlardan biraz farklı olarak tümellerin ya da önsel genel kavramların nesnel gerçekliğin kavranmasında temel öğeler olduklarını ileri sürmektedir. Adcılığın geliştiricisi Oscamlı William da Abaelardus'un bu savına katıldığından kavramcılık öğretisine son dönem adcılığı adı da verilir. İngiliz düşünürü John Locke da bu anlayışa yatkın görüşler ileri sürmüştür.
Ortaçağda, gerçekçiler, metafizik tutumlarına uygun olarak genel kavramların gerçek olduğunu ileri sürmüşlerdi. Adcılarsa genel kavramların sadece birer sözden (ad’dan) ibaret olduğunu ve gerçek olmadıklarını savunuyorlardı. Ortaçağın aydın bilgini Petrus Abaelardus, (1079-1142) tartışma boşunadır, kavramlar elbette gerçek değildirler, ama gerçekliklerden çıkarıldıkları için gene elbette bir gerçeklik taşımaktadırlar, nesne ve eylemlerden bağımsız olarak bir varlıkları yoktur. Tümeller ne nesneden önce ne de sonradırlar, nesnenin kendisindedirler. Abaelardus bu savıyla açıkça adcılara katılmakta ne var ki onlardan biraz farklı olarak tümellerin ya da önsel genel kavramların nesnel gerçekliğin kavranmasında temel öğeler olduklarını ileri sürmektedir.