Karl Heinrich Marx Kimdir?
Karl Heinrich Marx (Marks) Kimdir?
Karl Heinrich Marx (okunuşu: Karl Haynrih Marks) (5 Mayıs 1818 Trier - 14 Mart 1883 Londra)
19. yüzyılda yaşamış filozof, politik ekonomist ve devrimcidir ve en temel anlamda Komünizmin kuramsal kurucusudur.
Karl Marks (1818-83) Prusya'nın Trier şehrinde, orta sınıf Musevi bir ailede dünyaya gelmiştir. Marks ilk önce Bonn Üniversitesinde, daha sonra Berlin Üniversitesinde eğitim görmüştür. Burada felsefeyi keşfetmiş ve "Genç Hegelciler" olarak bilinen dinamik, sosyal anlamda bilinçli ve aktif bir düşünür grubunun mensubu olmuştur. Genç Hegelcilerin içerisinde, Hegel'in teorilerini ve bildikleri haliyle toplumun mükemmellikten uzak ve geliştirilmeye muhtaç olduğu inancını kullanan ilahiyatçılar ve filozoflar yer almaktaydı. Grup, Prusya kilisesine ve devletine karşı yorulmak bilmez ve acımasız saldırılarda bulunmuştur.
Marks 1840'ta Yunan atomcular üzerine yazdığı doktora tezini Berlin Üniversitesine teslim etmekten kaçınıp onun yerine Jena Üniversitesine vermeyi denemek istemiştir. Bununla birlikte, görüşleri akademik çevreler açısından fazla radikal olduğu için kariyer olarak gazeteciliğe dönmeyi seçmiştir. Paris'e taşınıp orada bağımsız çalışan bir gazeteci olarak yaşamını sürdürmüştür. Paris'te kendisini emekçi sınıfların içinde bulunduğu zor ve kötü duruma uyandıran Friedrich Engels (1820-- 95) ile tanışmıştır.
Engels Marks'ı ekonomi okumaya yönlendirmiştir. İkili, Marks'ın hayatının geri kalanı boyunca birlikte çalışmış ve birlikte yazmıştır. Marks Londra'ya yerleştikten sonra Uluslararası Çalışanlar Birliği'ne katılmıştır. Hayatının son yılları en önemli yazılarından bazılarını ürettiği dönem olmuştur. Hepsinden ötesi, Das Kapital'i (alt başlığıyla "Ekonomi Politiğinin Eleştirisi") yazmıştır. Kitabın ilk cildi 1867'de basılmış, sonraki iki tanesiyse Marks'ın ölümünden sonra Engels tarafından basma hazırlanarak 1885 ve 1894'te yayımlanmıştır. Ömrünün son yıllarında sağlığı hızla bozulduğu için Marks Avrupa'da (ve bir tane de Kuzey Afrika'da) kaplıcaları dolaşmıştır, ancak sağlığı düzelmemiştir. Eşinin ve en büyük kızının ölümleri de onu iyice yıpratmış ve 1883'te hayata gözlerini yummuştur.
Birçok politik ve sosyal konuda fikri olmakla beraber, en çok Komünist Manifesto'nun (1848) giriş cümlesinde özetlediği tarih analiziyle tanınır: "Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir." Marx, bütün eski sosyoekonomik sistemlerde olduğu gibi kapitalizmin de kendini yok etmeye yol açacak içsel dinamikler yaratacağına inanırdı. Nasıl ki kapitalizm eskimiş feodalizmin yerini aldıysa, sınıfsız bir toplum olan komünizm de "devletin proletaryanın devrimci diktatörlüğünden başka bir şey olmadığı" siyasal geçiş sürecinden sonra onun yerini alacaktır.
Marx, sosyoekonomik değişimlere belirli bir tarihsel zorunluluk perspektifinden bakardı. Kapitalizm, yapısal durumunun dinamiği ve çatışması sonucu yerini komünizme kesin olarak bırakacaktır:
"Modern sanayinin gelişmesi, burjuvazinin ayaklarının altından bizzat ürünleri ona dayanarak ürettiği ve mülk edindiği temeli çeker alır. Şu halde, burjuvazinin ürettiği, her şeyden önce, kendi mezar kazıcılarıdır. Kendisinin devrilmesi ve proletaryanın zaferi aynı ölçüde kaçınılmazdır." (Komünist Manifesto)
Öte yandan Marx, bu değişimin organize bir devrimci hareketle geleceğini söylerdi. Bu değişim, ancak uluslararası işçi sınıfının birleşik hareketiyle meydana gelir:
"Bize göre komünizm, ne yaratılması gereken bir durum, ne de gerçeğin ona uydurulmak zorunda olacağı bir ülküdür. Biz, bugünkü duruma son verecek gerçek harekete komünizm diyoruz. Bu hareketin koşulları, şu anda var olan öncüllerden doğarlar." (Alman İdeolojisi)
Marx yaşadığı dönemde dünya çapında ünlü bir isim sayılmasa da, ölümünden kısa bir süre sonra düşünceleri dünya işçi hareketine yön vermiştir. Marksist Bolşeviklerin Rusya'da Ekim Devrimi'ni gerçekleştirmesi bunun en büyük örneğidir. 20. yüzyılda dünyada Marksist düşüncenin uğramadığı ülke sayısı oldukça azdır. Marksizm, akademik ve politik çevrelerde en çok tartışılmış konudur.