Kallikles Kimdir?
Kallikles (Callicles) Kimdir?
Hakkındaki bilgileri Platon'dan aldığımız ve geç dönem sofistlerinden olan Callicles, Gorgias diyaloğunda Thrasymakhos'un güçlünün zayıfın efendisi olmasının doğal ve adil olan olduğu şeklindeki düşüncesinden yola çıkıp yaptığı gözlemde insanların tıpkı toplum öncesinde vahşi hayvanlara karşı giriştikleri ortak savunmada olduğu gibi, kendi içlerinde de daha zeki ve güçlü olanlara karşı bir birlik oluşturduklarını ve bu şekilde zayıfların çoğunlukta olduğu bir grubun, azınlıkta olan güçlüleri kontrol altında tutabilmek adına yasalar ortaya çıkardığını fark etmiştir.
Callicles'e göre böylelikle zayıf adamlar yani çoğunluk, yasaları yardımıyla güçlülerin daha fazla kazanmalarına, hükmetmelerine, ilerlemelerine ve daha fazlasını istemelerine korkutmak ve caydırmak yoluyla gem vurur ve bu dürtüyü çirkin olarak nitelendirirler. Bu ise doğaya aykırı olandır ve bu yüzden de adil değildir.
Callicles diyalogda Sokrates'in "kötülük yapmaktansa kötülüğe uğramanın daha iyi olduğu" yönündeki sözüne karşılık doğa-yasa ayrımını ele alarak bu görüşün insan doğasına ve deneyimine ters olduğunu ve kabul edilemeyeceğini dile getirip insan doğasının tarafından tetiklenmesi gereken motifleri şu sözleriyle açıklar:
"Doğaya göre güzel ve doğrunun ne olduğunu sana açıkça söyleyeyim: doğru yaşayacak olanın hırslarını alabildiğine büyümek için salıvermesi, onlara gem vurmaması, ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, en olgun hale geldiklerinde cesaret ve akıllılık vasıtasıyla içinde doğan her isteği yerine getirmesi gerekir. Bolluk içinde yaşama, dilediğini yapma, özgürlük, işte erdem de bahtlılık da budur. Geri kalan ise yalnızca güzel düşünceler, doğaya aykırı kurallar, saçma ve boş şeylerdir."
Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi 2. ciltte Calllicles ile ilgili şu çıkarımlarda bulunmaktadır:
"Gördüğümüz gibi Nietzsche'den aşağı yukarı 2400 yıl önce kudret iradesi görüşünü en az onun kadar açık bir biçimde dile getiren bir adam karşısında bulunmaktayız. Yine Nietzsche'nin Hristiyan ahlakına, zayıfların veya kölelerin ahlakı diye adlandırdığı şeye karşı çıkarken yapacağı eleştirilerin benzerini de burada görmekteyiz. Nietzsche gibi Kallikles de üstün insanının her türlü ahlaki kaygıdan korunmuş olmasını istemektedir. Kallikles'de toplumun o zamana kadar erdem diye kabul ettikleri şeyler erdemsizliğe dönüşmektedir: ölçülülük, kanaatkarlık, diğerkamlık, kendine hakim olma ve benzerleri, erdemler değildirler. Kallikles'de ölçülülük yerini taşkınlığa, kanaatkarlık hırsa, diğerkamlık bencilliğe, kendine hakim olma kendini arzularına teslim etmeye bırakmaktadır. Ayrıca bu düşünceler bu dönemde yalnızca Kallikles gibi bir adamın zihninde var olan soyut ve akademik düşünceler de değildir. Atina'da bu düşünceleri kendi hayatlarına uygulayan, onları pratiğe geçiren zengin, güçlü, tutku sahibi Alkibiades ve Kritias gibi insanlar da vardır..."
Kallikles insanlar arasındaki eşitsizliğin doğal olduğunu savunan anlayışından yana görünmektedir. Ona göre insanlar, doğalarına aykırı olarak korkakça olan pek çok şeyi yüceltirler. Yüceltilen tüm bu şeyler, korkakça olan eşitlikle ve güçsüz olanların korunmasıyla ilgilidir. Zayıfı korumanın erdem olduğunu söylemektir. Oysa bir insan için doğaya göre güzel ve doğru olan, hırslarını alabildiğine büyütmek ve hiçbirini engellemeden yaşamaktır.