Josiah Royce Kimdir?
Josiah Royce Kimdir?
İdealistik felsefe, kısmen İngiliz Yeni-Hegelcilik etkisi ile, ve kısmen de Alman düşüncesinin doğrudan bir etkisi ile, Amerika Birleşik Devletlerindeki üniversitenin profesörleri arasında büyük bir ilgi toplayacaktır. Josiah Royce (1855-1916), Harvard Üniversitesi profesörü, Birleşmiş Devletlerdeki idealistik ekolün önde gelen bir kişiliğidir.
Royce yaşam öyküsü: Philosophical Review, vol. XXV, 1916. Royce'un öğretisine göre normal deneyim dünyası, idealar terimleriyle yorumlanamayan hiçbir olgu içermemektedir. Bizim dünyaya katabül edeceğimiz tüm gerçeklik, bir ideal olacaktır. Bizim üzerimize deneyim ile baskıda bulunan belli bir idealar dizgesi vardır. Bu, bizim davranışlarımıza yön veren bir olgudur. Biz onu madde dünyası olarak adlandırırız. Ancak içimizdeki bu deneyim dizisine olan gerçeklik içindeki uygunluğun ötesinde bir şey yok mudur? Evet, fakat bu her zihnin dışında değil, bizim zihnimizin dışındaki bir idealar dizgesidir. Eğer benim dünyam tam olarak bilinebilseydi, onun özsel olarak bir zihinsel dünya olması gerekirdi. O, standart ve evrensel bir zihin içinde ve onun için vardır. Onun idealar dizgesi basit olarak dünyayı sürdürür. Ben zihinleri anlayabilirim çünkü bende bir zihinimdir. Hiçbir zihinsel niteliğe sahip olmayan bir varlık, benim için tamamen anlaşılmazdır. İster aşkın bir zihin olsun, isterse bilinemez olsun, bu bizim seçimimizdir. Ancak mutlak olarak bilinemez hiçbir şey var olamaz; onun kapsamı anlamsızdır. Bilinebilen her şey bir ideadır, aynı idearon kapsamıdır. Eğer o bir zihin tarafından bilinebiliyorsa, gerçeklik özsel olarak ideal ve zihinseldir. Gerçek dünya, bir anlak ya da bir zihinler grubu olmalıdır.
Benim ötemdeki bu idealara nasıl ulaşabilirim? Bir bakımdan, ben kendi idealarımın ötesine hiçbir zaman ulaşamam, bunu isteyip istememem önemli değildir, çünkü benim dışsal ve gerçek dünyamı oluşturan tüm bu diğer zihinler öz olarak benim kendimle birdir. Tüm dünya, özsel olarak bir dünyadır ve o, bir kendinin dünyasıdır. Biri tarafından nesne olarak bilinen dışsal gerçeklik, birinin kendisi ile özdeştir. Nesne "anlamındaki" kendi, nesnenin sahip olduğu daha büyük kendi ile özdeştir. Bu dünya hakkındaki mutlak olarak kesin olan tek şey, onun zihinsel, ussal, düzenli ve öz açısından kavranabilir olduğudur. Sonuç olarak, onun tüm sorunlan bir şekilde çözülmüştür, onun tüm karanlıkta kalmış gizemleri yüce kendi tarafından bilinmektedir. Bu kendi sonsuz olarak düşünce açısından bireyin bilinçliliğini aşar; çünkü o, tüm sonlu kendileri içerir; kendini yansıtan bilgiye sahiptir. Doğal ve tinsel düzenler, fiziksel ve ahlak düzenleri, tanrısal ve insan, ölümlülük ve özgürlük, Royce'a göre, Kant'ın aşkınsal yada extra-zamansal özgürlük ve tüm edimlerimizin zamansal zorunluluğu uygunluğu öğretisi ile uzlaştırılabilir.
Royce'un felsefesi, tarihsel bir çalışma olan Spirit of Modern Philosophy (Çağdaş Felesefe Ruhu) eserinde geniş olarak yer almaktadır. Onun daha sistematik bir çalışması olan The World and Individual (Dünya ve Birey) yapıtı, insanın ve doğanın olgularının yorumlaması uygulanan ayrıntılı bir kuramı içermektedir. Royce, kısmen ilgilendiği sorunların doğası nedeniyle, kısmen de, belki zihinsel öğelerin abartılması eleştirilerini geçiştirmek için deneyimin iradesel ve amaçsal yönü üzerine daha fazla vurgu yapmaktadır.
Royce, Philosophy of Loyalty (Bağlılık Felsefesi) adlı yapıtında ise törel kuramım ortaya koymaktadır. İdealistik dünya görüşünü, temel ahlak ilkelerinden yola çıkarak oluşturur. Bağlılık, beraberinde bağlılığı getirir. Bir nedene olan bağlılık, bağlılığın en büyük ölçüde olanını getirir. Benim nedenlerim bir dizge biçimlendirmelidir, onlar tek bir neden oluşturmalıdırlar, bir bağlılık yaşamı: onlar, olanaklı evrensel bağlılığı oluştururlar. Bu durumda bağlılık, evrensel bir neden içinde, en yüksek iyide, en yüksek tinsel değer içinde inancı barındırır. Bağlılık ilkesi yalnızca bir yaşam rehberi değil, aynı zamanda sonsuz, her şeyi kuşatan tinsel bir birliğin açıklamasıdır. Royce, Kant'ın Pratik Usun Eleştirisi yapıtında sunulana benzer olarak, Tanrının varlığı için ahlaksal bir tartışma ortaya koymaktadır.