İyi Yaşam
Ahlak felsefesi görüşüne gelindiğinde Aristo, bazı hususlarda kendini Platon'dan ayırır. Daha önce Aristo'nun, Platon'un eşyaya göre ideaların bağımsız varlıkları olduğunu iddia ettiği teorisini nasıl eleştirdiğini görmüştük. Bu eleş tiri aynı zamanda "iyi İdeası’na da uygulanır. Aristo'ya göre "iyi", insan yaşamı için hedeftir, insandan bağımsız olan bir şey değildir. İyi, insanların yaşam tarz larının içinde bulunur.
Aristo'ya göre, "iyi", mutluluk ya da bahtiyarlık demek tir (Yunanca: eudaimonid); öyle bir haldir ki "iyi", her kişinin toplumda kendi yerini bulması yani erdemli olması mümkün olacak şekilde toplumsallaşmanın üç aşaması yoluyla öncelikli olarak insanların cemiyette en iyi yeteneklerini gerçekleştirmelerini gerektirir. Aristo teorik etkinliği olan bir yaşamın özellikle iyi teorik yetileri olanlar için mutluluğa ulaşmak açısından uygun olduğunu dü şünür. Fakat farklı insanların farklı yetenek ve potansiyelleri vardır. Öyleyse iyi yaşamın herkes için aynı olması gerekmez. Bir de Aristo, şiddetli fiziksel acıdan mustarip isek mutlu olamayacağımızı düşünür. İşte bu noktada Aristo, Platon ile Sokrates'in acı ve zevkin her ikisinin de mutlulukla alakalı olmadığı görüşün den ayrılır.
Aristo, "dostluk onsuz yapamayacağız erdemlerden biridir" der. Saklı olma yan, karşılıklı iyi niyeti gerektirir. Öyleyse dostluk, yalnızca insanlar arasında ki karşılıklı bir tavırdır. Örnek verirsek, biz "parayı sevebiliriz", ancak para bi zi sevemez. Bir insanı da sevebiliriz, o insanı tanımadan ve o bizi sevmeden. Dostluk ise karşılıklı bilgi ve tanınmayı gerektiren bir şeydir. Dostluk geliştir mek için, ahbaplık için, süreç gerekir. Ahbaplık hem hedeftir hem de dostluğun önkoşuludur. Dostluk kendi içinde bir hedeftir. Çıkar amaçlı kullanıldığı vakit saptırılmış olur. Dostluğu geliştirmek- böyle bir ilişki içinde erdemli olmak, sa dece eylemleri değerlendirmek için kullanılan normları meşrulaştırmaktan öte bir şeydir. Başlıca vazife, yeteneklerimizi geliştirmektir ve farklı eylemler arasında doğruyu seçmek için ön şart olan tavrı elde etmektir