Hristiyan Felsefesi Nedir?
Hristiyan Felsefesi Nedir?
Hıristiyan dinini temellendirmek için ileri sürülen felsefe.
Sadece Hıristiyanlığa özgü bulunmakla, genel bir anlam taşıyan din felsefesi deyiminden ayrılır. Gerçekte Hıristiyan düşünürleri tarafından ileri sürülmüş bütün düşünceci öğretiler (idealizm), özellikle nesnel düşüncecilik, bütünüyle bir Hıristiyan felsefesidir. Çünkü Hıristiyan tanrıcılığını pekiştirmek ve temellendirmek amacıyla ileri sürülmüşlerdir. Berkeley, Hegel vb. gibi düşünürler öğretilerinde açıkça Hıristiyanlıkla bağlantı kurarlar. Bununla beraber Hıristiyan felsefesi deyiminden, genellikle, Hıristiyan kilisesi açısından ileri sürülmüş dinsel kurgular anlaşılır. Antikçağ Yunan felsefesi temeline dayanan Batı felsefesinin ortaçağ dönemi, bütünüyle bir Hıristiyan felsefesidir. İ.S. 5. yüzyılda son Yunan okulları da kapatıldıktan sonra Batı düşüncesi, on yüzyıl boyunca, hemen sadece Hıristiyanlık üstünde düşünmüştür. Hıristiyan felsefesi, patristik ve skolâstik adları verilen iki döneme ayrılır. Hıristiyanlık, temelde, ilkel bir kamulculuk anlayışı içinde İsâ'nın söylediği birkaç şiirli sözden ibarettir. Bu yalın sözlere felsefesel bir temel bulmak gerekiyordu. İlk yıllarda Yunan stoacılığıyla savaşmak zorunda kalan Hıristiyan kilisesi babaları, bu düşünsel temeli, önce Platon öğretisinde, sonra da Aritoteles öğretisinde buldular. Patristik dönem Platon egemenliği, skolâstik dönem de Aristoteles egemenliği dönemleridir. Her iki dönemin de ayırıcı niteliği, felsefesel sorunları birtakım tartışılmaz dogmalara bağlamış olmasıdır. Hıristiyan düşünürleri, yüzyıllarca, bu dogmalardaki açık çelişmeleri anlaşılır kılmaya çalışmışlardır. Bir Yahudi mezhebi olarak ortaya Çıkan Hıristiyanlığın dogmaları, gerçekte, Yahudiliğin dogmalarıdır. Hıristiyan felsefesi, bu dogmaları desteklemek amacından doğmuştur ve Hıristiyan tanrıbiliminin hizmetçisi (La. Ancilla Theologiae) durumundadır. Bu çağın hemen bütün düşünürleri din adamlarıdır, Hıristiyan kilisesinin hizmetçileri (La. Ancilla ecclesiae) durumundadırlar.
Bu demektir ki Hıristiyan felsefesi kutsal Roma kilisesi imparatorluğunun (La. Sacrum Imperium Romanum) hizmetinde olan ve onun buyruklarına göre biçimlenebilen bir felsefedir. Buysa felsefe kavramının gerçek anlamıyla çelişiktir. Bu bakımdan denilebilir ki Hıristiyan felsefesi, antikçağ Yunan idealizminin Hıristiyanlık dini ölçüleri içinde bir devamından ibarettir. Kaldı ki Hıristiyanlık, Yunan stoacılığında içkin bulunmaktadır. Hıristiyanlığın tanrısı: Parmenides'in varlık, Sokrates-Platon'un iyi idesi, Aristoteles'in ilkneden, Plotinos'un bir düşüncelerinin karma ürünüdür. Bundan başka bir İngiliz tarihçisi, Edward Gibbon da The Decline and Fall of the Roman Empire adlı yapıtında, yaptığı araştırmalar sonunda Platon'un gizli bir logos öğretisi (İng. Logos Doctrine)'ini bulduğunu, Hıristiyanlığa temel olduğu kuşkusuz bulunan bu öğretinin çoktanrıcı tepkiye karşı gizli tutulduğunu ve Platon'un öğrencilerine gizlice okutulduğunu, kulaktan kulağa gelen bu öğretinin İskenderiyeli Yahudi dinbilimci Phile tarafından açıklandığını ve Phile tanrıbiliminin de Hıristiyan tanrıbilimcilerin başlıca kaynaklarından biri olduğunu ileri sürmüştür. (Bk. İbid, c 1, s. 572 vd.). Platon'un bu öğretisi, Platon sisteminde gerçekten de bir boşluk olarak kalmış bulunan, soyut İdealar dünyasından somut özdeksel dünyaya nasıl geçildiğini açıklamaktadır. Platon'a göre bu geçiş bir yaratan'ın gücüyle olmuştur, yaratan (eş deyişle Tanrı) ruhsal bir güçtür, bu ruhsal güç yaratılış yoluyla özdeksel yaratılan'ı kendi varlığından çıkarmıştır. Yaratan-yaratılış-yaratılan üçlüğü, Hıristiyan baba-oğul-kutsal ruh üçlüğünün temeli olduğu gibi Aristoteles erekçiliğinin de temelidir.