Düzlük Şaşkını
Kan kalesinden bu müstehcen aşkın -sana-
anlasana
Yoksa yazık olur Zaloğlu Rüstem misali
Zaloğlu Gaffar ahvadına.
Senin kalbin çevrilmiş kan kalesi surlarıyla.
Biz bunca duvarı delip, mahpus sevi belleğini kaçırdık
Koyaklar boyu önüne çıkan haramilerden,
Sevi şerbeti akan nehirlerimizin gümrah ovalarına.
(Biz diyorsam -çoğalırız- sevdaya vuruldukça)
Kan Kalesi’nin, gelinliği kanlı, bahtsız güzeli,
Nehirlerimizin sularında aksine bak – nasıl aklandığına.
Aslında yundukça kan pazarı kalbinin değişim ürküntüsü
Seni kaçırıyor, bereketli ovalarımdan başka bıçkın dağlara.
Git elbet. Kadınlık melaikesinin aslına varmak için
Kan Kalesi’nin gönlü kanlı, eli kılıç amazon şeytanlığına.
Atının dönüş nalları bıçkın dağların yangın koyaklarına
yansır
Sesi, senden önce gelir dingin nehr -ovalarımıza.
Geç kalma. Biz sonlanmadan gel. Geldiğinde ovasız, nehir –
siz kalma.
Sen olmazsan kim bilecek senin için var olduğumuza.
Biz seni şaşkınlığında sevdik. Ama
Artık kendini eskit, bu Kan Kalesi oyununda.
Geç kalma. Ovasız nehirsiz kalma.
Kan Kalesi’ nden bıçkın dağlara bir gidip bir gelen
Bu yıprak alışkanlığından ne kalacak geriye
Dingin nehr -ovalarımız olmazsa. Geç kalma.
Çiftehavuzlar-İstanbul,31 Ekim 2001
Fikret Hakan