Dönüşümcülük Nedir?
Dönüşümcülük Nedir?
On dokuzuncu yüzyıla gelinceye kadar oluşma konusundaki genel düşünce yaratımcılık ve saptanımcılık'tan yanaydı, türlerin nasıl yaratıldılarsa hep öyle kaldıklarına ve bundan sonra da öyle kalacaklarına inanılıyordu.
İlkin 18. yüzyılda Diderot, Robinet, Charles de Bonnet gibi düşünürler 'dönüşümcülük' düşüncesini ileri sürdüler. Antik Çağ Yunanlılarının en büyük düşünürü Herakleitos'tan beri sürüp gelen 'değişme-durgunluk' tartışması, böylelikle 'değişme'den yana büyük bir adım atmış oldu. 19. yüzyılda Lamarck, evrimcilik kuramıyla türlerin birbirlerine değişme yoluyla oluştuklarını kuramlaştırdı. Lamarck bu kuramında, türlülük olgusunun 'çevre' ayrılıklarından doğduğunu ileri sürmüştü, çevresel koşullar türleri değiştiriyor ve çeşitlendiriyordu. Daha sonra İngiliz bilgini Darwin, Lamarck'ın 'çevre'sine 'ayıklanma' olgusunu ekledi. Böylece kimi türlerin nasıl olup da ortadan kalkmış oldukları da açıklanmış oluyordu. Bundan başka, türlerin eski türlere göre gittikçe güçlenip 'gelişme'leri de doğal ayıklanmayla daha bir aydınlanmıştı. Yirminci yüzyılın başlarında, bu düşünceye, türlerin birdenbire ve sıçramalarla dönüştüklerini ileri süren 'değişincilik' kuramı eklenmiştir.
Dönüşümcülük deyimi evrimcilik deyimiyle anlamdaş olarak kullanılmaktaysa da gerçekte kuramın ilk biçimi sürekli ilerlemeyi yadsıma yanılgısını taşır. Özellikle Robinet ve Charles de Bonnet'nin ileri sürdükleri sav 'ilerlemesiz ve gelişmesiz bir değişme (dönüşme)'yi dile getirir. Örneğin Charles de Bonnet, şöyle der: "Tanrı, eserini meydana getirmek için birçok kez çalışmış değildir. Bu evrende varolmuş olan, varolan ve varolacak olan her şey Tanrı'nın her şeye gücü yeten bir tek edimiyle meydana gelmiştir. Eş deyişle bugün varolan ve ilerde varolacak olan her şeyin tohumu, ilk yaratılmış olan şeylerin özünde güç halinde vardır. Bütün varlıklar dönüşmelerle bu tohumlardan meydana gelmişlerdir. Ne var ki bu dönüşümde en iyiye varılmaz. Çünkü sonluyla sonsuz arasındaki mesafe de sonsuzdur." Görüldüğü gibi Bonnet, gelişmişliği sonsuza bırakmakta, sonlulara sadece dönüşme olanağını yakıştırmaktadır.