Dilimdeki Kibrit
Öncelikle merhaba ben felsefe olimpiyatlarına hazırlanıyorum ve olimpiyatlara hazırlık olsun diye felsefi denemeler yazıyorum paylaşmak istedim.
“Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.” Wittgenstein
DİLİMDEKİ KİBRİT
İnsanın arzuları; aydınlığa ulaşamayan, sonsuz uzunlukta olan karanlık bir tüneldir. Bu korku tüneli aşk, şehvet, şöhret, para gibi şeylerle doldurulmaya çalışılsa bile o tüneli sadece kalplerimizdeki korkuyu dağıtacak ışık doldurabilir.
İnsan arzularına hapsolmuş ve kendini arzu tünelinde bulmuştur. Diğer insanlarla beraber o tünelde Azrail Expressini beklerler. Kimisi paraya sarılır ısınmaya çalışır kimisi aşkla vakit geçirmeye çalışır. İşte o sırada biri ağzını açar ve ağzından yanan bir kibrit çıkar. O ışığı fark edenler şaşkınlıktan ağızlarını açtıklarında artık onların da ellerinde yanan kibritler vardır. Paraya sarılan o cılız kibritin ışığında sadece parayı görür ve dünyası artık para olur. Aşkla vakit geçiren sevgilisinin fotoğrafını görür ve dünyası sevgisi olur. Kibriti çıkaran, dilini kullanan ilk kişi diğerlerinin arasından sıyrılır ve karanlığa karşı ışığını kullanır.
Paragöz arkadaşımız o cılız kibritin ışığında parasını seyrederken kibrit biter ve söner. Paragözün dünyası kararır. Avuçlarındaki paraları göremez ve onları yitirdiğini düşünür. Paraların yok olduğunu düşünüyorsa artık paralar onun avuçlarında değildir. Âşık arkadaşımız o cılız kibritin ışığında sevgilisinin suretine arzuyla bakmaktayken kibrit biter ve söner. Aşığın dünyası kararmıştır. Sevgilisi için atan kalbi gene atmaya devam edecek miydi?
Karanlık karşıtı aydınlığın yandaşı, kibritle dünyasının sınırlarının keşfine çıkar. Işığı azaldığında paragözün parasını, aşığın fotoğrafını yakar ve ışık büyür. Artık daha büyük bir dünyaya sahiptir ama hâlâ tünelin duvarlarını hissedememektedir. Arzularını doldurmalıdır ve ışığını kuvvetlendirmelidir. Yarattığı ışığa doktorun diplomasını, mühendisin çizimlerini atar. Işık daha fazla büyür ve dünyasında diğer insanlar da vardır. Yarattığı ateş onları da cezp eder. Bizim savaşçımız artık paraya, fotoğrafa, diplomaya vb. sahip olmaktan öte onların sahiplerine sahiptir. Diliyle yarattığı bu dünyasın sınırları aynı zamanda gücünün de sınırlarıdır.
Dil insanla özdeşleşmiştir. Dil insanla doğar, büyür, gelişir ve ölür. Dil insanın dünyasıyla, insanın dünyası da dille sınırlıdır ama bu sınırlar dil aracılığıyla genişler yine de dünyasın sınırlarıyla dilin sınırları üst üstedir.
Dil aynı zamanda sınırlarının içinde kırbaç gibi şaklamaktadır. Sınırlarının içine girenlerin üzerinde etkili bir kuvvettir. Sınırlarına girenleri kullanır ve dünyasını mükemmeliyete taşımaya çalışır.
Dil büyüyüp geliştiğinde arzu tünelinde soğuk bir şey hisseder. Sonsuz bir tünelde hissettiği şey tünelin duvarları değilse neydi? Artık mükemmel dünyasın, dilin ve insanın ölüm vakti gelmiştir. Hissedilen Azrail Expressidir.
İnsan artık sonsuzlukla sınırlandırılan tünelden kurtulmuştur. Yine yanında yenidünyasının mimarı dil vardır.