Cennet Ve Cehennem

Giriş
Cennet ve Cehennem…
Bu kavramların kulağa hoş gelen bir tınısı, hem de insanı korkutan bir tarafı var. Ayrıca bu iki kavram, bir köşeye kapanıp, olmayan ateşten kurtulmak için ibadet etmeye çağıran bir Tanrısal seslenişi de barındırıyor.

Böyle hissetmenizi gayet iyi anlıyorum, hangi hissiyatla düşündüğünüzün de farkındayım. Ama bu kadar korkuya esir olup hayali ateşten kurtulmak için bin türlü düşünceleri aklınızdan geçirmek yerine (cennet ve cehennemin) nasıl oluşturulduğunu ve insan uydurması olup olmadığını araştırmanızı öneririm.

İnançların sorgulanması ve araştırılması bazıları tarafından tepkiyle karşılanır. Bu güruh, sürekli karanlıkta kalmanız için size soru sorma yasağı koyar tıpkı bir peygamberin kendini zora sokmaması için indirdiği ayet gibi.

Şüphesi ve çelişkisi olanın soru sorması yasak!
Maide-101. Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirde sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın. Eğer Kur’an indirilirken bunlara dair soru sorarsanız size açıklanır. (Halbuki) Allah onları bağışlamıştır. Allah çok bağışlayandır, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)
Maide-102. Sizden önceki bir millet o tür şeyleri sordu da sonra o yüzden kafir oldu.

Allah’ın soru sorma yasağı koyması kadar saçma bir hareket olabilir mi? Böyle bir saçmalığı, sorular karşısında kendine güvenemeyen insan yapar. Ayetlerde de görüldüğü gibi soru sormanın cezası da belirlenmiş kaldı ki uyarıya rağmen soru sorarsanız o zaman allah sizi cezalandırır, çünkü kafir olursunuz. Yanlışları görüp isyan etmeyesiniz diye uyutulmanız gereklidir.

Bu yüzden isterseniz uyarıları görmezden gelerek birkaç saatliğine kafir olun ve gerçekleri görmeye çalışın. Cennet size verilecek olan sözde bir ödüldür ki varlığı hala ispatlanamamıştır.

Şimdi birilerinin çıkıp ta: “Rüyalar cennnetin ispatıdır” demesini özledim veya “Siz yokluğunu isbatlamadınız ki” diye de söyleyebilirler. Yani çözüm olarak bu insanlar size masal anlatmaya çalışır ya da olmayan bir şeyin olmadığını isbat etmenizi isterler.

Olmayan bir ödül için zamanı israf etmek kafirlik değil midir sizce?

Niye zaman dedim çünkü tarih şahit… Nice keşifler, bulgular sunan bilimadamları bu dünyadan hiçbir ödül beklemeden çalıştılar. Bu insanları zaman eğitti ve onlar olmayan ödül peşinden koşan insanlar değillerdi. Eğer tam aksi olsaydı şu an bu yazıyı bile okuma imkanınız olmazdı.

Cenneti elde etmek için bu kadar çalışırken onu size sunan varlık hakkında hiç düşündünüzmü ? Peki ya onun var olup olmadığı hakkında? Hatta Muhammed’in bu kavramları kendi çıkarı için uydurabileceği konusunda hiç düşündünüzmü? Eminim ki düşünmediniz, düşünmek isterken bir tövbe çekerek, Şeytan dediğiniz varlığı dövmek istemişsiniz, bazen de bunları düşünmek isterken beyninizde şöyle bi korkutucu ayet düşüncenizi alt üst etmiştir:

Nisa -78. Nerede olursaniz olun, sağlam kaleler içinde bulunsanız bile, ölüm size yetişecektir. Onlara bir iyilik gelirse: “Bu Allah’tandır” derler, bir kötülüğe uğrarlarsa “Bu, senin tarafındandır” derler. De ki: “Hepsi Allah’tandır”. Bunlara ne oluyor ki, hiçbir sözü anlamaya yanaşmıyorlar?
Alak/ 15-18. And olsun ki onu perçeminden, yalancı ve günahkar perçeminden cehenneme sürükleriz. O zaman taraftarlarını çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız.

Bu tablo çok korkunç sizi anlıyorum. Bir yaratıcı gücün perçeminizden yapışarak sizi sürükleyeceği düşüncesi bile zihninizi alt üst eder. Çok korkuyor olmalısınız ama asıl korkmanız gereken olmayan hayallere sarılarak uyumaya devam etmenizdir.

Uyanın uykudan, artık uyanma zamanı!

Ave Ate Maledictum
Editör: Can Murat & Yeter Demir

  • Yorum yapmak için lütfen üye olunuz!!!