Bilim Felsefesi Nedir?
Bilim Felsefesi Nedir?
Bilim felsefesi genel anlamda; bilimin ne olduğu, bilimsel düşüncenin yapısı, bilimsel yöntemlerin işlevselliği, bilimsel sonuçların özellikleri, bilimin değeri ve bunlar gibi bilim hakkında sorulabilecek sorulara cevap arayan felsefi yaklaşımın adıdır. Yani bilim felsefesi, bilimin üstüne düşünmektir.
Felsefenin ilk çağında felsefeye katkı sağlayan düşünürler, o dönemin felsefi düşünsel yapısını, bizim şimdiki zamanda anladığımız bilimsel düşünsel yapıya benzer nitelikte görmekteydiler. Yani onlar felsefeyi, doğanın bilgisine ulaşabilmeye yarayan bir araç olarak kabul etmekteydiler. Mesela Demokritos, yaklaşık iki bin beş yüz yıl önce günümüzdeki atom anlayışının ilk düşünsel yapısını ortaya koymuştur. Bu bağlamda, var olan bir şeyin sonsuza kadar bölünemeyeceğini; çünkü sonsuza kadar bölünen bir şeyin en son kertede herhangi bir büyüklük meydana getiremeyeceğini belirterek bu bölünmenin bir yerde durması gerektiğini vurgulamış ve bölünen şeyin en son kertede artık bölünemez bir halinin mevcut bulunması gerektiğini belirtmiştir. Demokritos'un bu tanımı da şimdiki kaynaklarda bahsedilen atom parçacığına yaklaşık bir anlam taşımaktadır.
Felsefe, ilk çağ boyunca bizim bugün bilimden anladığımız şeyden daha farklı biçimde anlaşılmamıştır. Sonuç olarak Aristoteles, bugün bağımsız bilimler olarak tanımlanan fizik, matematik ve astronomi gibi bilimleri sadece felsefenin birer dalı olarak görmüş ve tanımlamıştır. Hatta Newton, bilimsel görüşlerini kaleme aldığı kitabına, "Doğa Felsefesinin Matematik İlkeleri" ismini vermiştir. Yani Newton bile felsefe ile bilimi ayırmamıştır. Felsefe ile bilim arasındaki ciddi ayrım, 19. yüzyılda kesin olarak yapılmaya başlanmıştır. Günümüzde ise felsefe ile bilim arasındaki ilişki, bu iki alan birbirinden ayrı birer alan olarak ele alınarak araştırılmaya devam etmektedir.
Bilimin felsefenin bir konusu olması ve hatta bu konunun belirli bir zaman içinde felsefenin bir alt disiplini olması söz konusudur. Tarihsel bir açıklama olarak bilimin felsefenin içinden doğup geliştiği genel bir şekilde belirtilmektedir. Daha sonra bilimin bir bilinç formu olarak ayrılmasından sonra da bilim felsefe ilişkisi süregelmiştir. Bilim, felsefeden ayrılarak kendi içinde birçok alt dala bölünmüştür. Bu bağlamda her bilim dalı, varlığın farklı bir yanını kendisine inceleme konusu yapmış ve farklı bilim dalları ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda örneğin fizik cansız nesnelerin ve astronomi de göksel olayların doğasını inceleyen aynı birer bilimsel alt dal olarak kabul görmüştür. Aynı şekilde yine 19. yüzyılda, sosyal bilimler olarak adlandırdığımız sosyoloji, psikoloji, tarih ve ekonomi de kendilerine özel birer varlık alanını bilimsel anlamda kabul ederek felsefeden kopmuştur. Bilim felsefesi özellikle bu ayrımın sonrasında felsefenin bilim üzerine düşünmesinin bir sonucu olarak doğmuştur.
Bilim kendi başına kendi anlamını bilemez, böyle bir bilme çabasına yöneldiği anda bilimin bilimini yapmaya çalışmış olur. Bu anlamda bilim felsefesi, bilimin yerini, anlamını ve kuramsal konumunu belirlemek üzere yürütülen felsefe içi çalışmaların bütünlüğüdür. Bilimin felsefeden ayrışmasından sonra felsefenin bilim üzerine düşünmesi bilim felsefesinin içeriğini oluşturmaktadır. Özetle bilim felsefesi, bilimsel düşünce ve yöntemlerin mantıksal ya da kuramsal bir çözümlemesini vermeye çalışır.
Bilimlerin felsefeden ayrılmaları, sadece konu ve inceleme alanlarındaki ayrılıklar olarak gerçekleşmemiştir. Bu durumda, bilim ile felsefe arasındaki temel ayrım, konudan çok yöntem farklılaşması olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneğin felsefenin yöntemi tutarlı ve sistemli bir düşünme ise, bilimin yöntemi gözlem yapma, varsayımda bulunma ve bu varsayımı doğrulama şeklindedir.
Sonuç olarak bilim felsefesi; bilimin ne olduğunu, bilimsel kuramların özgül yapısını, bilimsel bilginin epistemolojik statüsünü, bilimsel yöntemlerin anlamlarını, bilimsel bilginin nesnesini, bilimin gelişiminin anlamını ve en genel anlamda bütün bilimin konumu, gelişimi ve iç yapısını değerlendiren, bunu kuramsal düzlemde ortaya koymaya çalışan felsefi disiplindir.
Özet Olarak Bilim Felsefesi
Felsefe evrende "var olan" her şeyi konu alır. Bir varlık alanı olarak bilim de felsefenin konuları arasındadır. Bilimi ve bilimsel bilgiyi konu alan felsefe dalına bilim felsefesi adını veriyoruz. Bilim felsefesinin konusu bilimdir. Bilimin yapısını, doğasını, bilimsel kuramlarla gerçeklik arasındaki ilişkiyi, ilkelerini, ana kavramlarını ve bilimde yöntem problemini inceler. Kısaca söylersek, bilim felsefesi, bilimle ilgili sorular sorarak bilim üzerine felsefe yapar. Şunu da belirtmemiz gerekir, bilim felsefesi bilimsel bilgiyi, kuram düzeyine gelmiş bilgiyi ele alır.
Bilim felsefesi ile "bilimsel felsefe"yi birbirine karıştırmamak gerekir. Bilim felsefesi önceki paragrafta belirtildiği gibi bilimin konusunu, ulaştığı sonuçları ve yöntemini sorgularken; bilimsel felsefe, bilimin hızlı ve başarılı sonuçlar elde etmesinden esinlenerek bilimsel düşünüş biçimini felsefeye uygulamak ister. Bilimsel felsefeyi savunanlara göre felsefe de bilimsel sistem kadar doğru, kesin ve sağlam bilgiye sahip olabilir. Bu görüşü savunan düşünürlerden biri Alman filozof Hans Reichenbach (Hans Rayhınbah, 1891-1953)'dır. Ona göre felsefe spekülasyonlardan arınarak bilimler gibi kesin, doğru ve genel sonuçlara ulaşabilir.
Bilim felsefesinin konusu, bilim üstüne düşünmektir. Bilimi oluşturan kavram ve önermelerin yapısını, bilimin yöntemini ele alır inceler, sorgular. Bilim, bilimsel yöntemle elde edilen sistemli bilgiler bütünüdür. Bilimsel yöntem, bilimsel bilgi elde etmede izlenen sistemli yoldur. Bilimsel yöntemin belirli aşamaları vardır. Bunlar, araştırma konusunun saptanması ve gözlem, hipotez, deney (sosyal bilimlerde deneyleme, gözlem), kuram ve yasa aşamalarıdır.
Bilim felsefesinin temel soruları; bilim nedir?, bilimsel yöntem nedir?, bilimin değeri nedir? vb. dir.
Bilimin ne olduğu konusunda iki farklı yaklaşımdan söz edebiliriz. Birincisi, bilimi ürün olarak gören yaklaşım, ikincisi ise bilimi etkinlik olarak gören yaklaşımdır. Ürün olarak gören yaklaşıma göre, bilimin ne olduğunu anlamak için bilim adına ortaya konulmuş ürünlere bakılmalıdır. Dış faktörlerin, toplumsal koşulların, değer yargılarının bilim üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Bilimi etkinlik olarak gören yaklaşıma göre; bilimi anlamak için bilimsel bilgilerin oluştuğu kültürel ortamın ve toplumsal koşulların bilinmesi, incelenmesi gerekir.
Bilime klasik yaklaşımın temel özellikleri şunlardır:
. Bilim, insan zihninden bağımsız olan gerçeklikleri araştıran bir faaliyettir.
. Bütün bilimler birbirleriyle ilişkilidir. Bilimler birbirine indirgenebilir.
. Bilim, birikimsel olarak ilerler.
. Bilimsel faaliyetin insandan tümüyle bağımsız bir iç işleyişi vardır.
Bilimi anlamanın çeşitli yolları vardır. Bunlardan biri tarihsel gelişimine yani bilimin oluşum ve gelişimine bakarak bilimi açıklamaktır.