Beyti Dost Celse:9
Bulamayacaksınız. Öğrenin, öğretin. Doğru olmayanlar, rahatlıkla yalan söyleyebilirler. Onların dili kuvvetli, sözü sizin sözünüzden çok inandırıcı olur. Bu sizi korkutmasın. Çünkü Hak doğrularındır. Güçlükleri kolaylaştırın. Korkutucu değil, müjde verici olun. İş işten geçtiği zaman, en çok üzülen şimdi aranızda hiçbir şeyi umursamayanlar olacak. Yolcu olduklarını unutmasınlar. Onlara böyle söyleyin. Her yolun bir sonu vardır. Birbirinizi yükseltin. Başkalarını hor tutan, kendini alçaltandır. Bilginini var olduğunu değil, ne olduğunu öğrenmeye çalışın. Öğrenmesini bilen, yükselmesini bilendir. Öğretmek, yolunuza şimdiden yoldaş bulmaktır. Yolcu olduğunuzu unutmayın…! Kan dökmekte fayda mı var. ? Kan dökenler unutmasınlar ki, bütün belalar onlarla beraber, halbuki dost olmakta ne hayırlar var…!
– (“Doğrulukta ölçü nedir”..?)
– Yanlış hareket etmemek, hakikatleri ve gerçekleri, saklamadan göstermek. Yalan söylememek.
– (“Hz. Muhammed’in ve Kuran’ın söyledikleri hakkında”..)
– Şimdiye kadar size çok öğütler verildi. Onlarda büyük hikmetler var. Onları dikkatle takip ediniz.
– (“Beş basamakta muvaffak olanlar hakkında”..)
– Muvaffak olan insan yükselmiş, düşünce bakımından istenileni rahatça düşünmeye başlamış olur. Bütün yükselenler aynı seviyeye ulaştıkları zaman, her şeyi bir düşünmeye başlayacaklar. Bir şeyi düşündüğünüz zaman, her şey kökünden hallolmuş olacak. Yükseliniz, düşününüz. O zaman hiç probleminiz kalmayacak. Yükselmek için, bu merdivenden geçeceksiniz. Onun için her basamağını sağlam ve kuvvetli kurunuz. O sizin elinizde…
İnce sesler kulağı rahatsız eder…..!
– (“Anne- Baba- Çocuk sevgisi doğuştan mı başlar”..?)
– Hayır. Sevgi doğuştan başlamaz. Sevmek de, sevmemek de, sizin düşüncenizdedir. Sevmediğiniz şeyleri neden sevmediğinizi düşündünüz mü..? Onları sevmeye çalışırsanız, neden sevmediğinizi düşünürseniz, kolayca seveceksiniz. Bunu deneyiniz. Bütün sevgiler birdir. Sevgiler arasında fark yoktur. Mühim olan sevginin ne olduğunu bilmek, sevmeyi benimsemektir.
– (“Sevgiyi geliştirmek için neler yapmalıyız”..?)
– Diğer dört şeyi yapmak lazımdır. Doğru olmak lazımdır. Çalışmak lazımdır. Bilmek lazımdır.
– (“İnanmamanın başka sebepleri var mıdır”..?)
– Tabi ki var.. Fakat doğru olmayanlar inanmazlar..!
– (“Doğru olup ta inanmayanları inandırabilmek için ne yapmalıyız”…?)
Onlar hakiki doğrular değildir. Size doğru olduklarını söylüyorlarsa, asıl onlara inanmayınız. “Çünkü onların dili kuvvetlidir” Dedim. Sizin sözlerinizden daha fazla inandırıcı sözler söyleyebilirler. Fakat buna rağmen korkmayınız. Mücadele ediniz.
– (“Beş esas, varlıkların ilahi nizamla ahenkleştiği beş ayrı kol mudur”..?)
– Evet. Her yola, her hedefe buradan ulaşılır. Yapacağınız her şeyde varsa , onu yapınız. O zaman göreceksiniz ki, size verilen her şey bu yoldan gelir ve sizin içindir. Bu sizi bir şeye ulaştıracak: Yükseleceksiniz. Yükseldiğiniz zaman hepiniz bir şeyi düşünmeye başlayacaksınız. Olgunlaşacaksınız. Size, yükselenler aramıza şimdiden gelmiş olurlar. Dedim. Bunu düşününüz. Bunda size cevap var.
– (“İyiler, dördüncü düzen varlıklarıyla doğrudan bir ruhi irtibata geçebilirler mi”..?)
– Evet.
Şimdilik bunu biliniz yeter…!
27 Kasım 1964