Banoventura Kimdir?
Bonaventura (Giovanni Fidenza) Kimdir?
İtalyan tanrıbilimci ve gizemci.
Yeni-Platonculuk’tan kaynaklanan gizemci bir bilgi öğretisinin kurucusudur.
Toskana yakınlarında Bagnorea’da doğdu, Papa’nın “İkinci Lyon Ruhani Konseyi” nedeniyle, çağrısı üzerine gittiği Lyon’da öldü. Gerçek adı Giovanni Fidanza’dır.
Çok küçük yaşta geçirdiği ağır bir hastalık nedeniyle, annesi, onu Ermiş Franciscus’a okutturmuş, iyileşirse bu ermişin kurduğu Fransisken tarikatına gireceğine söz vermişti. Sağlığına kavuşunca yeniden yanma gittiği Franciscus, onu gördüğünde “iyi yarınlar” anlamında “Bona Ventura” deyince çocuğun adı “Bonaventura” olarak kalmıştır.
Yirmi iki yaşma erdiğinde, annesi onun çocukluğunda ermişe verdiği sözü yerine getirmesini istemiş; bunun üzerine Bonaventura da Fransisken tarikatına girmiştir. Bonaventura, öğrenim için Fransiskenler’in çoğunlukta oldukları Paris Üniversitesi’ne, özellikle bilge Halesli Aleksander’in yanınaa gönderildi. Orada tanrıbilim okudu, kısa bir süre içinde çalışkanlığı, güçlü yeteneği ve tanrıbilime olan içten yakınlığı ile ilgi topladı. 1253’te öğretmen Hales’li Aleksander’in yerine öğretim üyesi oldu. Bu süre içinde Eski Anadolu-Yunan bilgelerinin, o çağda bilinen yapıtlarını inceledi. Hristiyanlık’ın doğuşundan sonra gelişen felsefe çığırlarını, özellikle Yeni-Platonculuk’la Kilise Babaları’nm, Augustinus’un görüşlerini öğrendi. Aristoteles felsefesinin çok yaygın olduğu bir çağda ve ortamda yetişmesine karşın, daha çok Platon’un görüşlerinden kaynaklanan Yeni-Platonculuk’a eğilim duydu, bu akımın kurucusu olan Plotinos’un yazılarını inceledi. 1254’te “doktor” sanını kazandı, 1256’da tarikatın yönetimini ele aldı, tarikata yeni bir düzen verdi. Manastır yaşamının insanı olgunlaştırmak için en doğru, en yeterli yol olduğu görüşünü savundu. Keşişler için evlenmemeyi, kendilerini bütün geçici eğilimlerden, tutkulardan, isteklerden uzak tutarak Tanrı’ya adamalarını istedi, insanlara böylece örnek olabileceklerini, insanları bu yöntemle kurtuluşa ulaştıracaklarını ileri sürdü. Meryem’e, alışılagelenin üstünde bir saygı gösterilmesini, sevgiyle bağlanılmasını önerdi. Çalışmalarını ve düşüncelerini beğenen Papa X. Gregorıus, Bonaventura’yı önce, Albano piskoposluğu, sonra kardinallikle görevlendirdi.
Gerek görevli bulunduğu sürede, gerek özel yaşamında dinle felsefeyi bağdaştırmaya çalışan, düşünceleriyle davranışları arasında bir bağlantı kurmaya önem veren Bonaventura için düşünmekle eylemde bulunmak eşdeğerdir. Olgun kişi, bilge kişi düşündüğü gibi yaşayan, yaşamını inançlarına göre düzenleyen kimsedir. Yaşamın amacı tanrısal buyruklara göre davranmak, onları bir ilke olarak benimseyip uygulamaktır. Görevle inanç arasında bir uyum kurulamazsa dinin öngördüğü davranış biçimi gerçekleşemez, Bonaventura, felsefeye taıırıbılım sorunlarına çözüm aramakla girdi. Onun felsefeden anladığı da, Yeni-Platoncuiuk’tan kaynaklanan, varlık aşamalarının doruğunda Tanrı’yı gören, tanrıbilimdir. İlk çalışmalarında Aristoteles felsefesinin kanıtlama yönteminden yararlanarak gizemcilikle felsefeyi uzlaştırmayı denedi. Sonra tanrıbilimle felsefe arasında, tanrıbilım yararına bir bağlantının bulunduğunu ileri sürdü. Kutsal Kitap'ın bildirdiği “yaratılış” ve Adem-Havva İkilisinin işledikleri suç sonucu ortaya çıkan “düşüş” olayını gizemci bir anlayışla açıklamaya koyuldu. Böylece düşüncesinin odağına insanı yerleştirdi.