Arnold Geulincx Kimdir?
Arnold Geulincx Kimdir? (31 Ocak 1624, Antwerp – Kasım 1669)
Arnold Geulincx (okunuşu: Arnout) Okkasyonalizmin Malebranche'le birlikte kuruculuğunu yapan ünlü Fransız Descartesçı düşünürdür.
Descartes'ın bütün bir varlık alanının madde ve ruh, beden ve zihin olarak kesin çizgilerle ikiye ayırmasından, birlikli, bütünlüklü tek bir töz olan insandan, aralarında ortak hiçbir nokta bulunmayan iki töz çıkartıp, iki töz arasında mantıksal bakımdan olanaksız olan ilişkiyi, biraz da yapay bir biçimde etkileşimcilikle açıklamasından sonra, Descartesçı filozoflar için iki alternatif söz konusu olmuştu:
- Etkileşim olgusunu kabul etmek ve daha sonra da, Descartesçı bu etkileşimin nasıl ortaya çıktığını açıklama güçlüğü içinde bırakan kuramları, kozalaksı bez anlayışını yeniden ele almak,
- Descartes'ın düalist bakış açısını benimsemekle birlikte, etkileşimi yadsımak. Bunlardan ikinci alternatifi seçen Geulinecx, bu bağlamda, her türlü faaliyet ya da gerçek nedensellikte, eylemi başlatan, eyleme neden olan güç ya da öznenin, eylemde bulunduğunu ve nasıl eylediğini bilmek zorunda olduğu tezini, kendisini öncül yapmıştır.
Descartes'in sisteminden yola çıkan bir filozof olan Geulincx öğretisini daha çok mistik yönde geliştirmiştir.
O da Descartes gibi düşüncesinin varlığını çıkış noktası alır. Bilinçte iki hal vardır, birincisi istemek, duymak. yargılamak gibi kendi yarattıklarımız, ikincisi algılarımız sonucunda oluşanlar. Bu ikincileri biz yaratmayız bizim dışımızdadırlar. Biz yaratmadığımız şeylerin nedenini bilemeyiz. Kendi hareketlerimizin ve cisimlerin hareketlerinin nasıl meydana geldiğini, bu hareketlerin nedenini veya kim tarafından meydana getirildiğini bilemeyiz. Buradan şu sonuç çıkıyor; biz sadece bir seyirciyiz, tüm yaşam bizim dışımızda gelişiyor, vücudumuz ruhumuzdaki algının nedeni değil ve ruhumuzdaki bir isteme vücudumuzdaki bir hareketin doğrudan nedeni değildir. Bunlar sadece birer vesiledir asıl neden değildir.
Asıl neden Tanrıdır. Tanrı vücuttaki bir uyarma ile ruhumuzda bir düşünme meydana getirir ve bir isteme vesilesiyle vücudumda bir hareket sağlar.
Descartes'de ruh ve madde arasındaki ilişki bir problem olarak ortaya çıkmıştı. Ruhun nasıl olup da maddeyi etkilediği kavranılamaz olarak görünüyordu. Böylece Geulincx ruh ve madde arasındaki ilgiyi Tanrının etkilemesi yoluyla açıklamıştır. Tek neden, tek etkiyen Tanrıdır. Diğer her şey edilgen durumdadır ve Tanrının istemesini birer vesile olarak yaşarlar. Bu sonuç ahlak yönünden kendini gösterir. Geulincx'e göre ruh arasında hiçbir bağ bulunmayan madde dünyasından hiçbir şey istememelidir. İnsan sadece bir seyirci olduğundan Tanrının her türlü istemesine uymak zorundadır, hatta kendisi üzerinde bile bir şey istemeye hakkı yoktur.
Böylece Descartes'in dine karşı ilgisiz olan sistemi yumuşatılmış ve mistisizme yaklaştırılmış oluyor. Ayrıca Geulincx vesilecilik (Occasionalism) diye bilinen görüşü ortaya atmıştır.