Anarşizm(Kargaşacılık) Nedir?
Temsilcileri Proudhon, Stirner ve Bakunin’dir. Bu görüşe göre insan özü itibariyle iyidir, bu durumun devam edebilmesi için insanın özgür olması gerekir. Ahlak ve hukuk kuralları, devlet insan özgürlüğünü kısıtlar. Bu da insanın iyi olabilmesine engeldir. İnsan kendini bunların olmadığı dünyada daha iyi gerçekleştirir. Bu nedenle her türlü kuralı, yasayı reddetmek gerekir. Özel mülkiyeti ve otoriteyi kabul etmez. Bu anlayış da, tıpkı egoizm gibi herkesin kendi yararına, çıkarına göre hareket ettiğini ve herkesin çıkarlarının bir olamayacağı için, evrensel ahlak yasası yoktur der.
Hangi şekilde olursa olsun otorite ve düzenin gereksiz olduğunu ileri süren siyasî doktrin veya akım. Esas itibariyle anarşizm, Devlet'e düşmanlık şeklinde ortaya çıkmış İse de, Örgüttü sosyal ve dinî otoriteye karşı olmasıyla da İlgi çekmiştir. Anarşizm insan hayatında iş birliği ve karşılıklı yardımlaşmanın imkân dahilinde olduğunu savunarak zorla İş birliğine yahut dışsal zorlama tehdidine cephe almıştır. Anarşizmi genci olarak devlet karşısında bir görüş olarak kabul etsek de, kendi İçinde farklı kollara ayrılmıştır. Bireyci anarşizm, maddî araçların mülkiyetini herkese tanırken, komünist anarşizm, mülkiyetin gönüllü gruplarca yönetilmesini savunur.
Başlıca İki düstur üzerinde duran anarşizm, toplumun yönetime ihtiyacı olmadığını ve hiç bir yönetimin gerçekten ve bireylerin rızası alınmadıkça meşru olamayacağını savunur. İlk ciddî anarşistler hükümetsiz bir toplum kurma düşüncesinde olan Proudhon gibi Fransız sendikalist teorisyenlerdi. Proudhon, devletin özel sektörden fazla güvenilecek tarafı olmadığını, mülkiyetin hırsızlık olduğunu, insanlığın ancak devlet istibdadının ve kapitalizmin sona erdirileceği gün özgürlüğe kavuşacağını savunmuştur. Bununla birlikte anarşizm bir çok siyasî öğretiyi içinde barındırır. Bunun tipik örneği, sonunda devletin eriyip gideceğini savunan Marksizmdir.
Teorik olarak anarşizm, özgürlüğün mutlak olduğu ve hiç kimsenin özgürce razı olmadıkça hiç bir otoriteye boyun eğmeye mecbur edilemeyeceği yolundaki ahlakî varsayıma dayalıdır. Uygulamasını el birliğiyle çalışma ve karşılıklı yardımlaşmaya adanmış gönüllü birlikleri örgütleme için elverişli bir dizi varsayımda arar. Bu varsayımlar, anarşizmin büyük ölçekli sanayinin gelişmediği bir ortamda geçerli olduğuna İşaret eder. Anarşizmin temel düşüncesi doğrudan demokrasi fikri ile sanayi birimlerinde doğrudan katılım fikrinin sıkı bir işbirliğini sergiler. Anarşizm, ferdi sınırlayan bütün güçlerin ortadan kaldırılmasını savunur.
Bütün "yabancılaşma" biçimlerine karşı çıkar. Dinlerin bütün uygulamalarının baskıcı olduğunu, genel seçimler yoluyla bile olsa, siyasî otoritenin devlet tiranlığına yol açacağını, toplumsal kurumlara süreklilik sağlayan kuralların insanları köleleştireceğini söyler. Günümüzde, XIX. yüzyıl sonlarındaki eli bombalı anarşist görüntüsü, kelimenin felsefi anlamına ağırlık veren ülkelerde kaybolmuştur. Fakat Türkiye gibi Batılı kavramları geriden takip etmekle yetinen ülkelerde anarşist ve anarşizm terimleri bir siyasî düşünce sansürünün aleti durumundadır. Gerçekte anarşizmi karakterize eden aşın eşitlikçilik ve mutlak özgürlük fikridir. Bu fikirlere bağlananlar zaman zaman radikal sosyalist veya Marksist gruplar içinde yer alırlar. Daha ılımlı olanlarıysa sanayinin tam demokratik işleyişi görüşünün savunmasını üstlenirler. Anarşizm eylemci yanıyla Bakunin (1814-1876), barışçı yanıyla İse Kropotkin (1842-1921) tarafından savunulmuştur. Anarşizm XIX.yüzyılın son otuz yılında Fransa, Rusya, İspanya ve İtalya'da aydın gruplar vasıtasıyla önemli etkiler yapmıştır. Bireyci anarşizmin en Önemli eserini Max Stirner yazmış ve Marks tarafından Alman İdeolojisi adlı eserin de şiddetle eleştirilmiştir. Anarşizmin, anlayış olarak çok eski bir tarihi olmasına karşın maddî ve felsefî ilkelerini Fransız ihtilaliyle birlikte bulmuştur. Kropotkin'in "toplumun üyeleri arasındaki ortak anlaşma ile yürütüleceğini" söylediği saf anarşizmin ütopik rüyası, Fransa ve İngiltere'de oldukça güçlü olan Anarcho-Sendikalistleri etkilemiştir. Onlar devrimci sendikayı hem bir mücadele organı, hem de anarşist sistemin üzerine kurulacağı bir temel olarak görüyorlardı. Bakunin'le birlikte eylemci ve suikastçı bir yola giren anarşizm günümüzde aşın sol ya da bazı yerlerde aşın sağ çevresinde öbeklenen küçük ve gizli gruplar arasında faaliyet alanı bulmaktadır. Kuvvete başvurulmadan kapitalizmin yıkılamayacağını anlayan anarşistler, İhtilali ana hedef olarak seçmişlerdir.
Anarşizm, (Antik Yunanca'da an "-sız, olumsuzluk eki" ve archos "yönetici" sözcüklerinden türetilmiştir, yöneticisiz anlamına gelir) toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir. Anarşizm, her koşulda her türlü otoriteyi reddetmektir.
Bu hareketler genellikle, merkezi politik yapılar, üretim araçlarının özel mülkiyeti ve ekonomik kurumlar yerine toplumsal ilişkilere dayanan gönüllü etkileşim ve özyönetimi savunur, özgürlük ve otonomi ile karakterize edilen bir toplumu arzular. Bu felsefeler, anarşi terimiyle özgür bireylerin gönüllü etkileşimine dayanan bir toplumu, bireylerin ve toplulukların alınan kararlardan etkilendikleri ölçüde söz sahibi olması düşüncesini ifade eder.
Zorlayıcı kurumlara ve toplumsal bazlı hiyerarşilere karşı olmak anarşizmin asli ilkelerindendir ve ayrıca anarşizm gönüllülüğe dayanan bir toplumun nasıl işleyeceği konusunda olumlu bir görüşü ifade eder. Anarşist felsefeler arasında hatırı sayılır bir çeşitlilik vardır. Şiddetin anarşizmdeki yeri, ne tür bir ekonomik sistemin olması gerektiği, çevre ve endüstriyalizm hakkında sorular ve diğer hareketlerde anarşistlerin rolleri gibi farklı alanlarda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Anarşist akımlar bu nedenlerle birbirlerinden çok farklı ve hatta karşı olabilirler. Örneğin anarşist komünizmin yanı sıra Hıristiyan anarşizmi gibi anarşist akımlar da mevcuttur.
Temek Kavramlar
Anarşizm, geleneksel siyasete karşıdır; devletsizlik ve şiddetsizlik temel ilkeleridir. Klasik anarşizmde parlamento sahte bir kurumdur, halkın iktidarı değildir,bu yüzden oy vermemek gerekir. Devlet, doğası gereği kötüdür, kötü olduğu için değil. Partiler, düzenin elemanlarıdır.
Anarşizm değil anarşizmler vardır. Ortak özellikleri bütünsellikten yoksunluk, antidogmatizm, devrimcilik, çelişki ve tutarsızlığı tutarlı kabullenme, birey özgürlüğüdür. Zerzan, kültür ve teknolojiyi ortadan kaldırıp neandertalizme gitmeyi önermiştir. İspanya İç Savaşında anarşistler de yer almış, yenilmişler ve marjinalize olmuşlardır. Birinci Enternasyonal'de güçlü bir anarşist akım vardır. Anarkokomünistler, bireysel terörcüler, Malatestacılar, liberterler, genel grevciler ortaya çıkmıştır. Proudhon, mülkiyet hırsızlıktır demiştir. Antipolitik politika üretenler, nonapolitik olanlar, devletsiz liberalizmi savunanlarıyla çeşitli kollarda Stirner, Proudhon, Bakunin, Kropotkin, Godwin, Sorel, Goldman, Nozick anarşist teoriye katkılarda bulunmuştur.
Elitist bireyci anarşizmde devlet yoktur, vergi yoktur, askerlik yoktur, polis yoktur, kanun yoktur, bütün kolektiviteler yoktur ve sonunda toplum yoktur. Bu kavramları Warren, Spooner, Tucker'de belirgindir. Rand, Rothbard, Friedman suç yok ama ceza vardır der. Nozick ise devleti kabul eder. Anarşistler bolşevik devrimine karşıdır. Devletin yok olmasını kabul eder, düzenin sağlanmasını doğal hale bırakır. Kendi kendine işleyen bir ahlak düzeni, yasasız ve devletsiz işleyebilir. Yerel cemaatler doğrudan dayanışma ile devlet, sermaye, kiliseye karşı özgürlükleri savunabilir. Bu toplumsallıkta sınır tanımama ana ilkedir.
Bir anarşist kol ise şiddeti savunur. Eylem ile propagandayı itici güç olarak görür. Buna savunmacı şiddet diyen ve suikastlerle düzeni sarsmayı öngören devrimci Malatesta, Neçayev, Bakunin ortaya çıkmıştır. Kropotkin evrimci, Tolstoy pasifist, Gandhi boykotçu, Proudhon kooperatifçidir. Devletin emilmesini savunanlara göre halk bankaları kurulmalıdır. Postyapısalcı anarşistler ise merkezsizliği öne çıkarırlar.