Affet Beni Mickey Rourke
İki kişilik siyasi parti kurma düşlerimin yıkıldığı gece oturup bütün resimlerimi yırttım. Benimle birlikte birçok insanın da görüntüsü bir yerlerinden ayrıldı.
O küçük kâğıt parçalarını götürüp çöpe attım. Kiminin yüzüne salça bulaştı, kiminin yüzünde çay. Bir tanesinin gözlerinin üstünde, spermlerimi silip attığım tuvalet kâğıdından geçen menim duruyordu. Onların gülen ağızlarında belki yarım bir söz duruyordu. Onların o gülen ağızlarında belki tılsımlı bir fransız şarkısı duruyordu. Dinleyemezdim onları artık. Dönüp geri kalan resimleri de yırttım. Ayırdıklarım da oldu. Uzaklara baktığım, birlikte baktığımız fotoğrafları ayırdım nedensiz. Onları okşamak geldi içimden. Onları kapıcının oğluna verdim. Ve verirken sordum, ne görüyorsun, diye:
-TUTSAKLIK! DEDİ.
Evet, iğrenç bir kafesti karşı karşıya birşeyleri beklediğimiz. Ruhumuzu şeytana satmak için sıraya girmiştik. Çok yönlü bir bırakılışın, yakışıklı ‘hah, işte bu’sunu yaşıyordum. Mickey Rourke beni affetmeyecekti. O denli acı çekmiştim ki aşktan, artık yüzbaşıydım. Baudelaire’den bu yana ne değişebilmişti ki?! O insanların resimleri bana ne kazandırırdı?! Birlikte bir el monopol bile oynayamamıştık. Hız yapamamıştık. Odamda, küçük erkek kardeşim böcek Archie, kedim, kitaplarım, daktilom ve Lou Reed ile mutlu taklidi yapabiliyordum. Gelen mektuplar, telefonlar, arkadaşlar, şizofreni, krizler neyi, ne kadar karşılayabilirdi?! Bir piyes adı: Ama Niye Ben.
Kim bilir, bir takım evlerde de benim de içinde olduğum resimler yok ediliyordu o anda. ‘Kimdi bu adam?’, sorusunu takiben yırtılıyordum çarçabuk. Albümler yeni tanışılan insanlarla çektirilmiş fotoğraflar için çarçabuk boşaltılıyordu. Herkes birilerini birilerinden habersiz manen idam ediyordu. Buruşturuluyorduk. Biz zaten birbirimizi bir vakit sonra buruşturmak adına tanışmış, tanıştırılmıştık. Biz zaten birbirimizi bir vakit sonra harcamak adına yanyana gelmiş, getirilmiştik. Kıyım sürecek.
Düşlerimin yıkıldığı gece oturup bütün resimleri yeniden yapıştırmayı denedim. Her resimde hep bir parça eksik çıktı.
Küçük İskender